İnsan Hakları İçin Ceza Yasası Reformu / Genel Gerekçe

18.03.2006

Herkesin bildiği ve gözlemlediği gibi, hukuk sistemimiz son yıllarda ciddi bir yenilenme sürecine girdi. Bu süreçte 1982 Anayasası’ndan başlayan ve Adalet Bakanlığı’nın uygulamaya yönelik yayınladığı genelgelere kadar giden bir normlar yelpazesinde köklü değişikliklere gidildi.

 

Bu süreç çok hızlı işledi. Hızlı işleyen bu süreçte teorisyenler ve pratisyenler, önemsiz gibi görünen ancak uygulama açısından büyük önem taşıyan bir takım ayrıntılara ilişkin çıkarılan düzenleyici idari işlemler üzerine olduğu kadar, en önemli hukuk metni sayılan ve normlar hiyerarşisinin en üstünde yer alan Anayasa hakkında da yeterli incelemeyi ne yazık ki yapamadılar.

 

İnsan Hakları Gündemi Derneği olarak, biz de bu eksikliğin giderilmesine katkı sağlamak amacıyla, yeni Türk Ceza Kanunu’ndaki kimi maddelerde, uluslararası insan hakları standartlarına aykırılıkları belirleyip bunları kamuoyunun dikkatine sunmak istedik. İlk etapta sorunlu olduğunu düşündüğümüz kırk maddeyi belirledik ve aşağıda göreceğiniz görüş ve önerilerimizi sıraladık.

Kısa Tarihçe:

1926 tarihli Türk Ceza Kanunu, geçen seksen yıllık sürede geçirdiği başkalaşımın ve değişikliklerin etkisiyle, İnsan Hakları Hukuku’nun en önemli kullanım alanı olarak, öteden beri eleştirilen bir kanun metni kimliğini koruyordu. Her ne kadar dönemin demokratik-liberal özelliklerini yansıtan 1889 tarihli mehaz kanun metni olan “Zanardelli Kanunu” örnek alınarak hazırlanmış olsa da, özellikle 1930’lu yıllarda yapılan değişikliklerle demokratik-liberal kimliğini yitirmiş, yaklaşık 60–70 farklı değişiklik ile örnek alındığı metinden başkalaşmış ve güncel insan hakları standartlarını kimi yerlerinde yansıtamamaya başlamıştı. Tam bu sırada başlanan ve Avrupa Birliği idealiyle gittikçe kuvvetlenen ve hızlanan bir tempoda gerçekleşen “hukuk reformu”, bünyesinde de bazı sıkıntılar barındırıyordu.

 

1980’li yılların başlarında oluşturulan kanun komisyonları, çalışmalarını 2000’li yıllara kadar sürdürdü. Hemen hemen bütün Ceza Hukuku akademisyenlerinin bir yönüyle katkıda bulunduğu bu komisyon, çalışmalarını 2001 yılında tamamladı ve tasarı metnini kamuya açtı. Ne var ki, halen yalnızca on dört Ceza Hukuku Profesörünün varolduğu Türkiye’de bu gerçeklik hem komisyon çalışmalarının neden bu kadar uzun sürdüğünü açıklıyor, hem de bu reformu gerçekleştirebilecek kadrolara yeterli imkan sağlanıp sağlanmadığı konusunda bir fikir veriyor. Zira komisyonda görev alanlar, örneği modern ülkelerde görüldüğü gibi esas işlerinden ayrılarak yalnızca yasa taslağı yapım işiyle ilgilenmek yerine üniversite ve yargı kurumlarındaki görevleriyle beraber bu işi de götürmek durumunda kaldılar.

 

2002 yılında son şeklini alan tasarı ise, gelen yeni iktidar tarafından bir kenara itilerek yeni bir tasarı hazırlandı. Bu tasarı da 2003 yılı sonlarında kamuya sunuldu. 2004 yılı boyunca yasa tasarısı tartışmaya açıldı, ancak bir yıllık bu sürede hiçbir detaylı analiz yapılmadı veya yapılamadı. Nihayet 26.09.2004 tarihinde yasa parlamentoda kabul edildi. Önce 1 Nisan 2005 olarak belirlenen yürürlük tarihi, gelen eleştiriler üzerine 1 Haziran 2005 olarak değiştirildi ve yeni Türk Ceza Kanunu bu tarihte yürürlüğe girdi.

Değerlendirme:

Özellikle yeni (5237 sayılı) Türk Ceza Kanunu’nun, son bir yılda Ceza Hukuku yazınında sıklıkla eleştirilen dilsel, sistematik ve içeriğe yönelik yetersizliklerle dolu olduğu görüşüne katıldığımızı ifade etmek isteriz. Hepsinden önemlisi, yasa detaylı bir analize tabi tutulmadığı ve yargı kararlarıyla da değerlendirilmediği için, şimdiden öngörülemeyecek bazı sorunlara da yol açabilecek niteliktedir.

 

Bu nedenlerle, hem vaktinde yapılamayan analize bir katkıda bulunabilmek, hem Türkiye’deki ifade özgürlüğünü sınırlayan faktörleri daha yakından görebilmek, hem de son aylarda üzerinde çokça konuşulan ve hukuki olamayan fikirler yürütülen maddelere hukuki bir bakış açısı sunabilmek amacıyla “

İnsan Hakları İçin Türk Ceza Kanunu Reformu

” projesi hazırladık.

 

Projede ilk etapta en dikkat çeken kırk maddeyi ayırdık. Bu maddeler üzerinde çalışan bir “çalışma grubu” oluşturduk. Aşağıda çalışma grubunun kırk madde üzerinde görüşlerini bulabilirsiniz. Bir madde üzerinde birden fazla görüş ortaya çıkmışsa onları da maddenin altına ekledik.

 

Çalışmamızın en önemli amaçlarından biri de, yasayı tartışmaya açmaktır. Bu tartışmaların eksiklikleri ve yanlışlıkları tespit etmek ve gidermekte ilk adım olacağını düşünüyoruz. Görüşlerimizi kamuyla paylaşırken sizin de görüşlerinizi bizimle paylaşacağınız inanıyoruz.

 

Saygılarımızla…