6 Haziran 2017 günü sabah erken saatte gözaltına alınan Taner Kılıç, 9 Haziran 2017 gecesi saat 23.30’da hâkim önüne çıkarılarak tutuklanmış ve cezaevine gönderilmiştir. Kişi özgürlüğü hakkına açıkça aykırı olan bu tutuklama, tüm insan hakları savunucuları ve sivil toplum kuruluşlarınca hukuka aykırı bulunmuş, tepki ve endişe ile karşılanmıştır.
Taner Kılıç uzun yıllar insan hakları savunuculuğu yapmış, özellikle “mülteci hakları ve hukuku” üzerine fedakârca çalışmalarda bulunmuş ve kurucularından olduğu Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi’nin halen yöneticiliğini yapmakta olan saygın bir kişidir. Kendisinin sadece bir iddia üzerine terör örgütü üyeliği ile suçlanması ve adeta bu durum sabit görülmüş gibi bir muameleye tabi tutulması infiale sebep olmuştur.
Devletin istihbarat birimleri tarafından ileri sürülen, ByLock adlı programın telefonuna indirildiği iddiası Taner Kılıç tarafından kesin olarak reddedilmektedir. Bu redde rağmen; bu programın kullanılıp kullanılmadığının, kullanıldı ise kiminle hangi tarihlerde ne kadar süre kullanıldığı ve hepsinden önemlisi görüşmelerin içeriğinin ortaya konulmasına ve araştırılmasına gerek duymaksızın iddianın tek ve yeter şart sayılması ülkemiz hukuk sistemi için de endişe verici bulunmuştur. Suç ve cezaların kanuniliği ilkesi OHAL ilanında bile mutlaka uyulması gereken en temel hukuk kuralıdır.
“Masumiyet Karinesi” temel ilkesinin içinde bulunduğumuz şartlar gerekçesiyle de olsa göz ardı edilmesi kabul edilemez bir durumdur. Uzun yıllar içinde gerek teorik gerekse pratik çalışmaları ile kendisinden hiçbir şüphe duymadığımız arkadaşımız için vuku bulan bu ihlal, tüm yurttaşlarımız için potansiyel bir endişe kaynağıdır.
Tutuksuz yargılama asıl, tutuklu yargılama istisnadır. OHAL ilanı ile birlikte kişi özgürlüğü hakkının en önemli güvencesi olan bu kuralın ihlali kesinlikle kabul edilemez.
İnsan hakları örgütleri olarak, Taner Kılıç vakasından hareketle, yargı mensupları ve tüm hukuk insanlarını gözaltı ve tutuklama konusundaki pratiklerini evrensel hukuk ilkeleri açısından yeniden değerlendirmeye, bu ve benzeri hukuksuzluklara bir an önce son vermeye, siyasal iktidarı hak savunucuları konusunda BM İnsan Hakları Savunucularının Korunması Bildirgesine uymaya çağırıyoruz.
İnsan Hakları Derneği [İHD], İnsan Hakları Gündemi Derneği [İHGD], Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi [UAÖ], Yurttaşlık Derneği [YD], Hak İnisiyatifi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı [TİHV], Kaos Gey ve Lezbiyen Kültürel Araştırmalar ve Dayanışma Derneği [Kaos-GL], Mültecilerle Dayanışma Derneği [Mülteci-Der], Mülteci Hakları Merkezi [MHD]