BOĞAZİÇİ DAYANIŞMA DAVASI İZLEME RAPORU

BOĞAZİÇİ DAYANIŞMASI DAVASI

MAHKEME: İZMİR 49.ASLİYE CEZA MAHKEMESİ

DOSYA NO: 2022/129 E

15 NİSAN ve 24 HAZİRAN TARİHLİ DURUŞMALAR

ARKA PLAN

3 Şubat 2021 tarihinde İzmir Alsancak’ta, Boğaziçi öğrencileri ile dayanışma için basın açıklaması yapmak isteyen bir gruba polis müdahale etmiş, polisin sert müdahalesi sonucu 51 kişi gözaltına alınmıştı.

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma sonucunda, gözaltına alınan 6 kişi hakkında ‘görevi yaptırmamak için direnme’, ‘kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama’ ve ‘kamu görevlisine yönelik olarak hakaret’ suçlarından cezalandırılmaları talebiyle iddianame düzenlenmiş, İzmir 49. Asliye Ceza Mahkemesince iddianamenin kabulüne karar verilmişti.

Aralarında insan hakları savunucularının da yer aldığı 6 kişinin yargılanmasına İzmir 49. Asliye Ceza Mahkemesi’nce 15/04/2022 tarihinde başlandı.

15 NİSAN 2022 tarihli duruşma

Duruşma, İzleyici ve avukatların sayıca çokluğu sebebiyle küçük bir salona sahip olan İzmir 49. Asliye Ceza Mahkemesi salonunda yapılamadı. Mahkeme hakimi duruşmayı daha geniş olan 3.Ağır Ceza Mahkemesi salonunda yapılmasına karar verdi.

Saat 09:50’de başlaması kararlaştırılan duruşma, salonun değişmesi sebebiyle saat 10.20’de İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda başladı.

Duruşma salonunda yargılanan sanıklardan beşi, 4 müşteki ve  çok sayıda  avukat vardı.

Duruşma, sanıkların kimlik tespitinin yapılması ile başladı. Bu sırada Sanıklar müdafi Av. Nergiz Tuba Aslan söz alarak duruşma salonunda izleyici kısmında oturan iki kişinin müşteki polis memurlarının amirleri olduğu ve tefrik edilen soruşturma aşamasındaki işkence suçundan devam eden dosyadan şüpheli konumunda bulundukları ve emniyet tarafından dosyaya sunulan görüntülerde bu amirlerin yurttaşlara işkence yaptığına dair fiiller tespit edilmiş olduğundan, müştekilerin üzerinde baskı kurma ihtimallerinin söz konusu olabileceğini belirtti.  Bu endişeleri sebebiyle adil yargılanma hakkı gereğince salonda bulunan polis memurlarının kimlik tespitlerinin yapılmasını ve duruşma salonundan çıkartılmalarını talep etti. Mahkeme duruşmanın aleni olduğu, duruşma düzenini bozmamak kaydıyla izleyici kısmında duruşmanın izlenebileceğini belirterek talebin reddine karar verdi.

Bunun akabinde sanıklar müdafi Av. Nergiz Tuba Aslan söz aldı. Duruşmada sanıkların ve avukatların sayıca çokluğu sebebiyle tüm savunma ve taleplerin kayda geçebilmesi adına SEGBİS sisteminin açılmasını talep etti. Talep kabul edilerek SEGBİS açıldı. Sanık müdafi devamla, sanıklar için derhal beraat kararı verilmesi gerektiğine dair ayrıntılı açıklamalar yaptı.

Kolluğun yetkisiz görüntü alması nedeniyle hukuka aykırı delil olduğunu söyleyen müdafi, kayıtların dosyadan çıkarılmasını ve hukuka aykırı delil niteliğindeki görüntülerin sanıklara sorulmaması gerektiğini ifade etti. Bunun üzerine iddia makamı, avukatın taleplerinin reddini talep ettiğine dair görüş bildirdi.

Mahkeme hakimi delilin hukuka aykırı olup olmadığı sonucuna yargılama neticesinde varılabileceğini belirterek talebin reddine karar verdi.

Sanıkların savunmasına geçildi. İlk sanık, yargılamaya sebep basın açıklamasına katılmak amacıyla orada bulunduğunu ancak çok yoğun bir kolluk ve çevik kuvvet olması nedeniyle basın açıklaması yapılamadığını söyledi. Dosyadaki görüntü, video kayıtları konusunda da hukuka aykırı delil olması nedeniyle kendisine sorulan sorulara cevap vermek istemediğini söyledi. Bu sırada mahkeme hakiminin avukata “siz” sanığa “sen” diye hitap ediyor olması sanık müdafileri tarafından tepkiyle karşılandı. Bunun üzerine hakim ile avukatlar arasında usul ve üslup konusunda bir tartışma yaşandı. Bu tartışma sırasında sanık müdafilerine ayrılmış yerin yeterli gelmemesi nedeniyle izleyiciler bölümünde duruşmaya katılan avukatların konuşmasına, hakim tarafından “siz kimsiniz de oradan konuşuyorsunuz” şeklinde cevap verildi. Bunun üzerine yer olmadığı için izleyici bölümünde olduğunu söyleyen sanık müdafi  “Cübbem ile buradayım avukat olduğum belli” şeklinde cevap verdi. Bu sırada hakimin kendisinin cübbesiz halde duruşmaya çıkması salonda tepki ile karşılandı.

Mahkeme hakimi “insanlık hali unutulabiliyor” diyerek içeri geçip cübbesini giyerek salona geri geldi. Sanıkların sorgularına devam edildi. Sorgusu yapılan ikinci sanığa da yine görüntüler hakkında soru soruldu ve sanık hukuka aykırı delil olduğu gerekçesiyle sorulara cevap vermek istemediğini belirtti. Sanık müdafi söz alarak, asıl müvekkilinin olayda darp ve işkenceye maruz kaldığını belirterek darp raporunu mahkemeye sundu. Bu sırada, sanığa olay günü işkence yapan ve hakarette bulunan polisin duruşma salonunda olduğunu beyan eden sanık müdafi, kişinin kimlik tespiti yapılarak duruşma tutanağına geçirilmesini talep etti. İddia makamı, lekelenmeme hakkı çerçevesinde bu talebin reddine karar verilmesini talep etti. Mahkeme hakimi iddianame konusu ile ilgili olmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verdi.

Sanıkların savunmalarına devam edildi. Avukat olan bir kişinin de sanık olarak yargılandığı görüldü. Bu sanık, polisin bir açıklama dahi yapılmasına izin vermediğini, direkt saldırıda bulunarak gözaltı yapıldığını, bu işkenceye karşı çıkmaya çalışırken polisin kendisini de gözaltına aldığını beyan etti. Sanıkların avukatları arasında bulunan İzmir Barosu Başkanı Av. Özkan YÜCEL de benzer açıklamalarda bulunup polisin sanıkların ifade özgürlüğü hakkını gasp ettiğini bundan dolayı sanıklar yönünden bir yargılama konusu olacak olay olmadığını, aksine ifade özgürlüğü hakkını gasp eden polislerin işkence ve kötü muameleden yargılanmaları gerektiğini belirtti. Mahkeme 15 dakika ara verdi.

Aradan sonra duruşmaya devam edildi. Müşteki polislerin ifade ve şikayetleri alınmaya başlandı. 4 müşteki polisten üçü iki sanık hakkında şikayetlerinin devam ettiğini belirtti. Son müşteki polis sanıklar hakkında şikayetçi olmadığını, kendisinin yaralandığını ancak yaralayan kişilerin huzurda bulunan sanıklar olmadığını belirterek şikayetini geri aldığını söyledi. Bunun üzerine iddia makamı müşteki beyanlarına karşı şikayetleri devam eden müşterilerin davaya katılma talebinin kabulü yönünde görüş bildirdi.

Sanık müdafilerinden Av. Nergiz Tuba Aslan söz aldı. Müşteki beyanlarına karşı beyanda bulundu. Hukuka aykırı delil niteliğindeki görüntü kayıtlarına değinen müdafi, polisin olay yeri kaydı yaparken sanıklara müdahale etme anını çekmeyip dışarıyı çektiğini böylece yaptığı işkenceyi görüntülemekten kaçındığını belirterek İzmir Güvenlik Şubesinden yapılmış ise görüntü video kayıtlarının getirilmesini, kendilerinin de olay günü basına yansıyan görüntüleri toplayıp dosyaya sunacaklarını ve savunma tanıklarının sonraki celsede dinlenmesini talep etti.

Mahkeme sanıklar müdafilerinin taleplerinin kabulüne karar verdi.

Ayrıca gözaltı aracında güvenlik kamera kaydı olup olmadığı hususunun sorulması için ilgili kolluk birimine müzekkere yazılmasına karar veren mahkeme bir sonraki duruşmayı 24 Haziran 2022’ye bıraktı.

24 HAZİRAN 2022 TARİHLİ DURUŞMA

Bir önceki duruşma için büyük salona geçme talebini kabul eden Hakim, bu celse salonu değiştirme konusunda talepleri kabul etmedi. Duruşma için taraflar İzmir 49. Asliye Ceza Mahkemesi salonuna alındı. Bu sırada duruşma salonunun küçüklüğü sebebiyle salona sadece 6 kişinin alınabileceği belirtildi. Bu sırada duruşmayı izlemeye gelen birçok kişinin mahkeme salonuna alınmadığı gözlemlendi. Duruşma salonuna girilmekte zorlanılsa da izlem ekibimiz duruşma salonunda yerini aldı.

Saat 14:00’da başlaması öngörülen duruşma, saat 14.20’de başladı.

Bir önceki celse savunması alınan sanıkların, duruşmadan bağışık tutulmaları sebebiyle duruşmaya gelmedikleri gözlendi. Duruşmaya gelmeyen sanıkların müdafileri de aynı gerekçe ile mazeret dilekçesi sunarken hakim mazeretlerin kabulüne karar verdi.

Geçen celse alınan ara karar gereğince gözaltı aracında çıkan arbede ve işkence iddialarının tespiti bakımından gözaltı aracındaki kamera görüntülerinin talep edildiği yazıya emniyet tarafından olumsuz yanıt verildiği görüldü. İzmir İl Emniyet Müdürlüğü verdiği cevapta görevlendirilen araçlar içerisinde herhangi bir kamera kaydı alınamadığını belirtti.

Duruşma salonunda sınırlı sayıda yer olmasına rağmen salon içerisinde iki özel güvenlik görevlisinin duruşma boyunca ayakta beklediği görüldü.

Geçen celse dinlenmeyen müşteki polis memuru ifadesinde; göstericilerin kendisini kameraya çekerek tahrik ettiklerini, kişiye kimliğini vermesini söylediğini kişi vermeyince aralarında kovalamaca başladığını söyledi. Devamında kişiyi yakaladığını bu sırada arbede yaşandığını ayağının ise kaldırım ile yol arasında kalarak sıkıştığını bu sebeple ayağında kırık olduğunu ifade eden polis memuru kişiyi teşhis edemeyeceğini söyledi. İlgili kişinin dosya sanıkları arasında olup olmadığının sorulması üzerine sanıklardan herhangi biri olup olmadığını bilmediğini, kişiyi görse de tanıyamayacağını söyleyen polis memuru şikayetçi olduğunu yineledi. Polis memurunun şikayetçi olması ancak davaya katılma talebinin bulunmadığını söylemesi dikkat çekti.

Tüm sanık müdafileri adına söz alan Av. Nergis Tuba Arslan, müştekilerden birinin ifadesinin Foça’da talimatla başka bir mahkemece alınmasına itiraz ettiklerini belirtti.  Müştekinin talimatla alınan ifadesinde, müvekkillerinden birinin ismini vererek doğrudan iddialarda bulunduğunu,  yüz yüzelik ilkesi gereğince müştekinin İzmir 49. Asliye Ceza Mahkemesince yeniden dinlenilmesini aksi durumda hangi mahkemece ve hangi tarihte müştekinin dinlenileceği bilgisinin sanık müdafilerine bildirilerek kendilerinin de  hazır edilme imkanının sağlanmasını talep etti.

Duruşma süresince sanık müdafilerinin beyanlarının hakim tarafından kesilmediği ve bir bütün olarak zapta aktarıldığı gözlemlendi.

Müdafilerin talepleri müşteki K.A’nın yeniden dinlenilmesini gerektirecek bir husus olmadığı gerekçesiyle reddedildi. Ancak müşteki A.B ile müşteki B.D’nin yeniden dinlenilmesi için gelecek celse duruşmada hazır edilmelerine yönelik karar verdi. Mahkeme bir sonraki duruşmayı 04 Kasım 2022 günü saat 14:00’e erteledi.

İHGD Dava İzlem Grubu