HAK SAVUNUCULARINA VERİLEN CEZALAR KABUL EDİLEMEZ

5 Temmuz 2017 tarihinde, İstanbul Büyükada’da ‘İnsan hakları savunucuları için stresle baş etme ve dijital veri güvenliği’ toplantısına katılan on hak savunucusu, polis baskınıyla gözaltına alınmış ve ajanlıkla suçlanmıştı. Toplantının amacı gözaltına alınan hak savunucuları tarafından kamuoyuyla ve soruşturma makamıyla paylaşılmış olsa da bu toplantı, bir ajan toplantısı olarak lanse edilmiş, yürütülen soruşturma sonunda düzenlenen iddianamede ise suçlama konusu değişmişti. Hazırlanan iddianame ile, on bir hak savunucusuna terör örgütüne üyelik suçlaması yöneltilmiş ve haklarında bir ceza davası açılmıştı. Herhangi bir suç içermediği açık olan Büyükada toplantısının değil, hak savunucularının ekonomik, sosyal ve kültürel geçmişlerinin yargılandığı 3 yıllık bir yargılama sürecinin ilk bölümü geçtiğimiz hafta tamamlandı.

Kamuoyunda ‘Büyükada Davası’ olarak bilinen dava, İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmüş; mahkeme 3 Temmuz 2020 tarihinde, iki dernek üyemizle beraber dört hak savunucusuna örgüt üyeliği ve örgüte yardım suçlarından dolayı mahkumiyet kararı vermiş, aralarında bir dernek üyemizin de bulunduğu diğer 7 hak savunucusu ise beraat etmiştir. 

Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi onursal başkanı Av.Taner Kılıç, İnsan Hakları Gündemi Derneği üyesi  Dr.Günal Kurşun, Yurttaşlık Derneği üyesi Özlem Dalkıran ve Uluslararası Af Örgütü önceki Direktörü İdil Eser hakkında verilen   mahkumiyet kararları; konusu suç olmayan fiillere dayandırılmış, suçu ispata yarar hiçbir hukuki, somut delil kullanılmamıştır. Bu nedenle, insan hakları savunucuları hakkında verilen mahkûmiyet kararları, hukuki dayanaktan yoksun olup, tamamı siyasi saiklerle verilmiş cezalardır.

Türkiye ve dünyada insan hakları mücadelesinde etkin çalışmalar yürüten, insan haklarına dayalı bir hukuk devleti için olmazsa olmaz bu derneklerin üyeleri cezalandırılarak, hak savunucuları kriminalize edilmeye çalışılmıştır.

Verilen mahkûmiyet kararları ile her ne kadar hak savunucularına ve sivil topluma gözdağı verilmek istense de, demokratik bir yaşam için insan hakları alanında çalışan sivil toplumun mücadelesi güçlenerek devam edecektir. Kararın üst yargı mercilerince bozulması ve ancak tüm hak savunucularının beraat etmesi halinde adalete ulaşılacağını düşünüyoruz. Kamuoyuna saygıyla duyururuz.

06.07.2020

İHGD Yönetim Kurulu