Şiddet Korosu İş Başında! – TESEV Saldırısı

Basın Açıklaması Tarihi: 07/07/2006
İNSAN HAKLARI GÜNDEMİ DERNEĞİ


Türkiye’de son dönemlerde sivil toplum kuruluşlarına ve insan hakları savunucularına yönelik şiddet eylemlerinde büyük bir artış görülmektedir. Bunların sonuncusu dün (6 Temmuz 2006) İstanbul’da yaşandı. Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı-TESEV’in “Zorunlu Göç ile Yüzleşme Raporu” adlı çalışmasını tanıtmak amacıyla düzenlediği toplantıda, geçtiğimiz aylarda kamuoyunun insan hakları savunucularına sıklıkla saldırılarına tanık olduğu bir grup olay çıkarmış, toplantıyı önce sözlü sonra da fiziksel şiddet kullanarak sabote etmiştir. Tesev’in hazırladığı raporu gölgede bırakmayı amaçlayan bu saldırıda, raporu hazırlayan ve tanıtmak isteyen hak savunucuları ile toplantıyı izleyen yakınları ve misafirler şiddete maruz kalmışlardır. Ne medeni kuralları ne de güvenlik güçlerini ciddiye alan bu grubu yöneten, avukatlık mesleği mensubu olduğunu yazılı basından öğrendiğimiz bir kişi ise güvenlik güçlerine işlerine karıştıkları için çıkışmıştır.

Son aylarda özellikle artan bu saldırıların doğrudan hedefinin çok sesli toplum ve demokratik değerler olduğunu düşünüyoruz. Bu gibi saldırıların her ne kadar çok gürültü koparsa da toplumsal destekten yoksun, bireysel eylemler olduğuna inanıyoruz. Eylemi gerçekleştiren tüm sorumluları kınıyor, güvenlik ve adalet güçleriyle başta Barolar olmak üzere ilgili meslek örgütlerini de göreve davet ediyoruz. Zira, 02.05.2001 yılında değiştirilen haliyle, 1136 nolu Avukatlık Kanununun 76. Maddesi diğer bütün şeylerin yanında Baroların “insan haklarını savunmak ve korumak” la görevli olduğunu ifade etmektedir; yine aynı kanunun 95-21. Maddesi “Hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmayı” Baro Yönetim Kurulunun başlıca görevleri arasında sıralamaktadır. Herhangi bir üyesinin bu amaçla taban tabana zıt eylemler içinde olduğunu gören her Baro, yasanın kendisine tanıdığı haklarını kullanmak ve gerekli tüm tedbirleri almak durumundadır. Yine bu bağlamda, Avukatların “sade vatandaştan” daha fazla yükümlülük altında olduklarını, sadece mesleklerini icra ederken değil, ama aynı zamanda özel ve kamusal tüm ilişkilerinde avukatlık mesleğinin gerektirdiği saygınlığı sürdürmek zorunda olduklarını hatırlatırız. Avukatlık Meslek Kuralları bu konuda son derce açık düzenlemeler getirmiş bulunmaktadır:

Madde 4: Avukat, mesleğinin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır. Avukat özel yaşantısında da buna özenmekle yükümlüdür.

Madde 5: Avukat yazarken de, konuşurken de düşüncelerini olgun ve objektif bir biçimde açıklamalıdır.Mesleki çalışmasında avukat hukukla ve yasalarla ilgisiz açıklamalardan kaçınmalıdır.

Madde 6: Avukat salt ün kazandırmaya yönelen her türlü gereksiz davranıştan titizlikle kaçınmalıdır.

İstanbul Barosunu yukarıda belirtilen Meslek Kurallarının gereğini yapmaya çağırıyoruz.

Yine hatırlatmak isteriz ki, insan hakları savunucularına yönelik saldırılar, özel bir özen ve dikkatle ele alınmak durumundadır. Unutulmamalıdır ki, insan hakları savucuları vermiş oldukları mücadelenin doğası gereği çoğu zaman devlet ve devletin kurumlarıyla ters düşebilirler. Bu durum karşısında insan hakları savunucularına, kullandıkları söylemler, hazırladıkları raporlar, yaptıkları açıklamalar ya da başka bir nedenle saldırmaya kimsenin hakkı yoktur. “Birleşmiş Milletler Evrensel Olarak Tanınan İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunması ve Geliştirilmesinde Toplumsal Kuruluşların (Organların), Grupların ve Bireylerin Hakları ve Sorumluluklarına Dair Bildirge” şunları söylemektedir:

Madde 6: Herkesin, bireysel olarak ve başkalarıyla birlikte, c) İnsan haklarına ve temel özgürlüklere hem hukuksal olarak hem de pratikte uyulması yönünde inceleme, araştırma, saptama, değerlendirme, bu yollar ve diğer uygun yollarla kamunun dikkatini bu sorun üzerine çekme hakkı vardır. 

Madde 10: Hiç kimse edimde bulunarak veya gerektiği durumlarda müdahaleden kaçınarak insan haklarının ve temel özgürlüklerin ihlaline katılamaz; kimse bu hak ve özgürlüklerin ihlalini reddettiği için cezalandırılamaz ve tedirgin edilemez.

İnsan Hakları Gündemi Derneği olarak, bütün TESEV yönetcilerine, raporu hazırlayan araştırma ekibine ve üzücü saldırıya maruz kalan yakınlarıyla toplantıyı izlemeye gelen “gerçek” misafirlere dayanışma duygularımızı bildiriyoruz.

Bütün bu saldırılar, çok önem arz eden zorunlu göç konusunda Tesev’in gerçekleştirdiği araştırmayı gölgede bırakmamalıdır. Bu gibi saldırıların amaçladığı sonuca ulaşmasının engellenmesi, ancak saldırının asıl hedefi olan araştırma sonuçlarının hak ettiği ilgiyi görmesiyle mümkün olacaktır. TESEV’in araştırması www.tesev.org.tradresinden izlenebilir.