“Türkiye Mülteci Hakları Koordinasyonu” kuruldu

Güvende olmadıkları ülkelerden kaçıp Türkiye’ye sığınan, sığınmak isteyen kişiler bakımından Türkiye’deki sığınma sisteminin ciddi sorunları ve eksiklikleri söz konusu. Sorunlar hem mevzuattaki boşluklar ve eksikliklerden, hem de “düzensiz göç kontrolü” ve iltica konusundaki uygulamayı yürüten Emniyet Genel Müdürlüğü’nün – bazı yönleriyle – hem ulusal mevzuat, hem de Türkiye’nin uluslararası insan hakları yükümlülüklerini hiçe sayan uygulamalarından kaynaklanıyor.

“Düzensiz göç” ve iltica konuları Türkiye’nin AB müzakere sürecinde çok önemli bir yer tutuyor. AB ülkeleri Türkiye’den Yunanistan ve diğer Avrupa ülkelerine yönelik düzensiz transit göç hareketlerini durdurmak için daha çok çalışmasını istiyor. Buna karşın, bu düzensiz göç dalgası içinde belki de çoğunluğu oluşturan savaş ve zulüm kaçkını mültecilerin durumu, “yasadışı göçle mücadele” politikaları arasında göz ardı ediliyor.

Türkiye Mülteci Hakları Koordinasyonu zemininde güç birliği yapan 7 örgüt, “düzensiz göçmenler” ve mültecilere yönelik devlet politikalarının ve uygulamaların izlenmesi, özellikle Türkiye-AB süreci çerçevesinde devam eden yasa ve kurum oluşturma çabalarına uluslararası insan hakları normlarını esas alan katkılarda bulunmak,ve Türkiye kamuoyunda göçmen ve mültecilerin sorunlarına yönelik farkındalık ve sahiplenmeyi arttırmak için bundan böyle birlikte hareket edecekler.

● ● ●

TÜRKİYE MÜLTECİ HAKLARI KOORDİNASYONU’nun sekretaryasını Ankara’da bulunan Insan Hakları Ortak Platformu (IHOP) Ofisi üstlenmiştir.

İrtibat için: Türkiye Mülteci Hakları Koordinasyonu • İnsan Hakları Ortak Platformu (İHOP) Ofisi; Tunus Cad. No:87/8 Kavaklıdere ANKARA; Tel: +0312 468 84 60; Faks: 0312 468 92 53

ARKAPLAN BİLGİSİ

Türkiye’de 2010 başı itibarıyla 17 000 civarında kayıtlı sığınmacı var. Türkiye “Avrupa dışından gelen” mültecilere uzun vadede yerleşme hakkı tanımıyor. “Geçici sığınmacı” durumundaki bu insanlar Türkiye’de barınmadan, sağlığa, dil sorunundan kültür farklılıklarına, travmayla ilişkili psikolojik sorunlara birçok zorlukla baş etmeye çalışıyor. Sığınmacıların çoğunluğu iç bölgelerde bulunan illerde ikamet etmeleri şart koşulmakta. Ne devletten, ne de Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nden (BMMYK) maddi destek alamayan, iş bulmakta zorlanan bu insanlar, “geçici sığınmacı” olarak Türkiye’de kalabilmek için bir de “ikamet harcı” tabir edilen bir para ödemek zorunda..

Diğer yandan, Ülkelerinden kaçmak zorunda kalıp hasbelkader Türkiye’ye ulaşan mültecilerin önemli bir kısmı ülkeye “düzensiz yollardan” geliyor. Uluslararası hukuka göre bir kişinin “kaçak” durumda olması, katiyetle sığınma başvurusu yapmasının önünde engel olmamalı. Oysa mevcut uygulamalarda “hareket halindeyken”, kaçak durumdayken yakalanan mülteci durumda kişilerin Türkiye’de sığınma başvurusu yapması önünce ciddi engeller var. “Yabancılar Misafirhanesi” tabir edilen göçmen nezarethanelerine kapatılan bu durumda insanlara “yasadışı göçmen” muamelesi yapılıyor; sığınma talepleri keyfi olarak işleme konmuyor; zulüm ve savaş tehlikesi altında olacakları ülkelere sınırdışı edilmeleri söz konusu oluyor. Son iki yılda Türkiyeli insan hakları örgütleri Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne bu tipten hukuka aykırı sınırdışı olaylarını önlemek amacıyla 30’dan fazla başvuru yaptı..

(Alfabetik sırayla) ■ Helsinki Yurttaşlar Derneği, ■ İnsan Hakları Araştırmaları Derneği, ■ İnsan Hakları Derneği,■ İnsan Hakları Gündemi Derneği,■ İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (Mazlum-Der), ■ Mültecilerle Dayanışma Derneği (Mülteci-Der), ■ Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi.