25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması için Uluslararası Mücadele Günü Basın Açıklaması

25 Kasım; 1999 yılında Birleşmiş Milletler’in, “Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması için Uluslararası Mücadele Günü” olarak benimsediği gün. Birleşmiş Milletler’in bu kararı, 1960 yılında Dominik Cumhuriyetinde Rafael Trujillo diktatörlük yönetimine karşı eşitlik, özgürlük ve insan hakları mücadelesi veren Mirabal Kardeşler olarak tanınan üç kızkardeş Patria, Minerva ve Maria Teresa anısınadır. Mirabel Kardeşler diğer bir deyişle “Kelebekler” diktatörlük karşıtı mücadelede ağır baskılara uğradılar, 25 Kasım günü diktatörlük güçleri tarafından işkence ile öldürüldüler. Mirabel kardeşlerin öldürülmesinden bir yıl sonra Trujillo karşıtı hareket, diktatörlüğün sona ermesini sağladı. 

 

Mirabel Kardeşlerden bu yana kadınlar, tüm dünyada eşit ve özgür bir yaşam için mücadele etmeye devam ediyor. Var olan mücadelenin yanında kadınların kazanımlarına yapılan saldırılar da devam ediyor.  Konda’nın yapmış olduğu araştırmanın sonuçlarına göre toplumun sadece %7’sinin İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasını savunmasına rağmen Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi 20 Mart 2021’de gece yarısı Resmi Gazete’de yayımlanan bir Cumhurbaşkanı Kararı ile feshedildi. Türkiye’de her gün onlarca kadın, çocuk, LGBTİ+ boşanmak istedikleri için, “hayır” dedikleri için, yasalar etkin bir şekilde uygulanmadığı için, kolluk kuvvetleri görevlerini gerektiği yapmadıkları için, yargı meciileri şiddeti önlemek yerine kadınların yaşam tarzını sorgulamaya devam ettiği için, çalışma hayatındaki eşitsizlikler nedeniyle özgür bir yaşam kuramadığı için, homofobi ve transfobinin bin bir çeşidi sebebiyle, savaşlarda ve göç yollarında şiddete, cinsel saldırıya maruz kalmakta, öldürülmektedir.  Şiddeti yaratan toplumsal cinsiyet eşitsizliği cezasızlıkla, iktidarın politikalarıyla gün geçtikçe derinleşmektedir. İstanbul Sözleşmesinin feshedilmesi var olan eşitsizlik durumunda ezenden yana olunduğunun açık bir göstergesidir.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneğinin verilerine göre 2020 yılı içinde 300 kadın cinayeti işlenmiş, 171 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulunmuştur. Öldürülen 300 kadından 182’sinin neden öldürüldüğü tespit edilememiştir. 22’si ekonomik, 96’sı da boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak isterken öldürülmüştür. Yine 2021 yılının kasım ayına kadar 225 kadın öldürülmüştür. 

Türkiye, Dünya Ekonomik Forumu’nun 2020 Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi’nde 153 ülke arasında 130. sıradadır. 

Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği (CEİD), Türkiye’de Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Yıllık İzleme Raporuna göre 2016 yılında resmi meslek ve teknik ortaöğretimde öğrencilerin yüzde 44’ü kadın yüzde 56’sı erkek olurken, 2020 yılında kadınların oranı yüzde 38,6’ya düşmüş, erkeklerin oranı ise yüzde 61,4’e yükselmiştir. 20-24 yaş aralığında olup 18 yaşından önce evlenenlerin oranı 2016’da yüzde 14,7 iken 2020’de bu oran yüzde 20,7’ye yükselmiştir

 

 Tüm bu veriler gösteriyor ki, kadına yönelik şiddetin artarak devam etmesinin nedeni kadın erkek eşitliğine inanmayan devlet politikasının her alanda uygulamaya konulmuş olması, dünyada artan milliyetçilik, bireysel silahlanma, işsizlik ve göç gibi faktörlerdir. Aynı zamanda kadına karşı şiddet, cinayet, cinsel saldırı dosyalarının etkin soruşturulmaması, sanıkların çeşitli sebeplerle iyi hal ve haksız tahrik indirimlerinden faydalanması failleri cesaretlendirici bir sebep olarak varlığını koruyor. Kadın mücadelesinin kazanımlarına yapılan saldırılar, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesinden çekilmesi, nafaka hakkının sınırlandırılması talepleri, kadın derneklerine yapılan baskılar, kadınların düzenlediği gösteri ve toplantı yürüyüşlerindeki orantısız polis müdahaleleri, pandemi koşullarında kadınları korumaya yönelik hiçbir tedbir alınmaması, durumun vehametini arttırıyor. 

Kadına Yönelik Şiddet İnsan Hakları İhlalidirBiz İHGD olarak elde edilen kazanımları ihlal edecek ve ortadan kaldıracak düzenleme ve değişikliklerin karşısında olduğumuzu bildiriyor, yetkilileri kadına karşı ayrımcılığı ve şiddeti önleyecek politikalar geliştirmeye, İstanbul Sözleşmesinin feshi kararından vazgeçmeye davet ediyoruz.

İHGD Yönetim Kurulu