DİAYDER DAVASI İZLEME RAPORU – 2

DİAYDER DAVASI GÖZLEM RAPORU

 İSTANBUL 14. AĞIR CEZA MAHKEMESİ 2021/310 E

 18.03.2022 Tarihli Duruşma :

 Tutuklu bulunan DİAYDER Başkanı Ekrem Baran ile diğer tutuklu sanıklar Aydın Ayhan, Mehmet Emin Aslan, Mehmet İnan, Hafik Tunç ve Ali Fuat Hatip’in Silivri Kampüs Cezaevi’nden SEGBİS ile bağlandığı duruşmaya, tutuksuz yargılanan sanıklar ve HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya ile CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu katıldı.

Duruşma, tutuksuz yargılanan kişilerin taleplerinin alınması ile başladı. Talepler, sanıklar için öngörülmüş olan adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasına ve beraatlerine ilişkin yapılmıştır. Tercüman eşliğinde SEGBİS vasıtası ile ifadesi alınacak Halil Bulut bakımından ise sağlıklı bir iletişim kurulamaması ve müdafisinin duruşmada bulunmaması sebebiyle, bir sonraki celse savunmasının alınmasına karar verildi. İfadelerin ardından, son celse ara kararı uyarınca İBB’de çalışan Nilüfer Taşkın ve Yavuz Saltık tanık olarak dinlendi.

Kültür Varlıkları Daire Başkanlığı’nda görev yaptığını dile getiren Nilüfer Taşkın, ibadethanelerden gelen temizlik ve bakım gibi taleplere ilişkin çözüm üretmeye çalıştığını, DİAYDER başkanı Ekrem Baran tarafından  sosyal yardım talebinde bulunulduğunu ve bu hususu İBB’nin sosyal hizmetler bölümüne ilettiğini belirtti.

Mahkeme heyetinin sorusu üzerine Taşkın, çalıştığı birimde birçok insanı sosyal hizmetler bölümüne yönlendirdiğini, sanık müdafilerinin sorusu üzerine ise toplam 4000 civarı ibadethanenin sorunları ile ilgilendiklerini belirtti

Diğer tanık İBB’de sosyal hizmetler daire başkanlığında çalışan Yavuz Saltık dinlenmiştir. Saltık, İBB’nin hukuki yardım kriterlerini açıklamıştır. Mahkeme heyeti, Nilüfer Taşkın ile Ekrem Baran arasında geçen telefon konuşmalarında referans edilen Yavuz’un kendisi olup olmadığını, Saltık’ın DİAYDER’i ve Ekrem Baran’ı tanıyıp tanımadığını sorması üzerine, Saltık, Baran ile bir toplantıda karşılaştıkları ancak tanımadığını, DİAYDER’i bilmediğini, İBB Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı’nda 300 kişi çalıştığını, Yavuz isimli diğer şahısları kastetmiş olabileceğini söyledi.

Savcılık makamı, tanıkların dinlenmesinin ardından mütalasını verdi. Mütalasında, tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamına, tutuksuz diğer sanıklar için uygulanan adli kontrol tedbirlerinin, Mehmet Nas ve Nur Mehmet Işık harici devamına, dinlenen tanıklardan Nilüfer Taşkın için de İstanbul CBS’na ihbarda bulunulmasını talep etti.

Mütalanın ardından tutuklu sanık ve müdafileri mütalaya karşı beyan ve savunmalarını verdiler. Tutuklu sanıkların tamamının yaş ve sağlık sebeplerinden dolayı problem yaşadıkları, hatta kiminin tutukluluğun devamı halinde yaşam riski bulunduğu belirtilmiştir.

Ali Fuat Hatip müdafi, HTS kayıtlarının tamamının dosyaya sunulmadığını, lehe olan hükümlerin değerlendirilmediğini, müvekkilin kardeşinin cenazesini almaya gittiğinin sabit olduğu halde, HTS kayıtlarının yanlış bir şekilde yorumlanarak müvekkilin Suruç eylemlerinde olduğu yönünde mesnetsiz bir suç isnadı olduğunu belirtmiştir.

Aydın Ayhan müdafi, Suruç eylemlerinin suçmuş gibi gösterilmeye çalışıldığını ancak bu eylemlerin yapıldığı dönem, Türkiye Cumhuriyeti tarafından Kobane’ye bizzat yardımların yapıldığını, hatta Peşmergelerin Türkiye sınırından geçerek ağır silah yardımı yaptığını, bahsi geçen eylemlere Uluslararası Af Örgütü, Mazlum-Der, İnsan Hakları Derneği gibi birçok insan hakları örgütününün de katıldığını belirtmiştir. Ayrıca suç olarak gösterilmeye çalışılan diyanetin hutbelerinin okutulmamasına ilişkin, müvekkilin diyanete tabi olmadığını, Diyanet imamı olmayan biri için böyle bir zorunluluğun getirilemeyeceğini, getirilse dahi bunun terör örgütü üyeliğine karine teşkil etmeyeceğini belirtmiştir.

Ekrem Baran müdafi, davaya egemen olan siyasi saiklerin devam ettiğini, iddianamenin kasıtlı bir şekilde lehe olan delilleri yok saydığını ve elindeki tape kayıtlarının bir kısmını kırparak, lehe olan kısımları çıkararak, dosyada İBB Sultan olarak geçen kişinin müvekkile gönderdiği ses kaydının iddianameye konduğunu ancak buna karşın müvekkilin ona cevabının kasten dosyaya konmadığını, suçlu yaratılmaya çalışıldığını belirtmiştir.

Hafit Tunç telefon görüşmelerinin Kürtçe olduğunu ve hepsinin ya eksik ya da yanlış çevrildiğini ifade ederek, görüşmelerin büyük bir kısmın HDP ile ilgili olduğunu belirtmiştir. Hafit Tunç müdafi, HDP’nin çalışmalarının terörize edilmeye çalışıldığını belirtmiştir.

Mehmet Emin Aslan müdafi, isnat edilen hutbelerin bir kısmının kesildiğini, İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesinde daha yoğunluklu ve ağır suçlamalar olmasına rağmen tutuklamaya gerek görülmemişken bu dosya kapsamında birleştirilen dosya doğrultusunda savunmanın alınmamasının tutuklama gerekçesi olamayacağı, gizli tanıkların henüz dinlenmemiş olması sebebinin tutuklama gerekçesi olamayacağı, bunun mesuliyetinin sanığın üzerine bindirilemeyeceği belirtilmiştir. Kürt meselesi ile ilgili de ortada toplumsal bir sorun olduğunu, toplumsal olarak çözülmesi gereken bir problemin mahkeme salonlarında çözülemeyeceği belirtilmiştir.

Mehmet İnan müdafi, müvekkilinin hizmet verdiği mescidin DİAYDER’e bağlı olmadığına dikkat çekti. Müvekkilinin dosyada yer almasının tek nedeninin İBB’de gassal olarak çalışması olduğunu, eğer örgüt adına bir şeyler yapmak istese daha önce belediyeden danışmanlık teklif edilmesine rağmen teklifi kabul etmediğini, kabul etseydi danışman olacağını, örgüt açısından ölü yıkayan biri mi yoksa danışman olan biri mi daha mantıklı diye sormuştur.

Saat 13.20’de duruşmaya 20 dakika  ara kararlar açıklanmak üzere ara verildi.13.40 da başlayan duruşmada Mahkeme

-Her ne kadar sanıklar müdafileri tarafından telefon kayıtlarının tamamına ve hts kayıtlarının tamamı talep edilmişse de telefon tapelerinin, ses kayıtlarının celse arasında mahkemeye gönderildiği, adli emanette bulunduğu, bu sebeple bu yönde bir işlem yapılmasına gerek olmadığı ve bu sebeple yapılan tevsii tahkikat sebeplerinin reddine,

-İstanbul İl Jandarma Komutanlığı’na müzekkere yazılarak soruşturma konusu hakkında elde mevcut belge bulunup bulunmadığının sorulmasına,

-İstanbul İl Jandarma Komutanlığı’na müzekkere yazılarak sanıklar hakkında istihbarat kayıtlarının bulunup bulunmadığının sorulmasına,

-Sanıklar Nezir Erdemci, Enver Karabey ve Sefa Mehmetoğlu hakkında imza atma tedbirlerinin kaldırılmasına,

-Tüm tutuksuz sanıklar bakımından yurtdışına çıkış yasağının devamına,

-Sanıklardan Mehmet Nas ile Nur Mehmet Işık hakkında, konutu terketmeme adli kontrol tedbirinin kaldırılmasına,

-Rıza Oğur ve Fahrettin Ülgün bakımından ise konutu terketmeme adli kontrol tedbirinin devamına,

-Sanıklar İbrahim Şek ve Lütfü Büyükefe’nin yaş ve sağlık sebepleri dolayısıyla duruşmalardan vareste tutulmalarına, kalan sanıkların vareste tutulmamasına,

-İstanbul CBS’na müzekkere yazılarak Ekrem Baran’ın telefonunda İBB Sultan isimle kaydedilen kişi ile Ekrem Baran’ın telefon yazışmalarının tamamının, 270 kişilik listenin tamamının gönderilmesine,

-Birleşen İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi’ne ilişkin savunmaların önümüzdeki celse alınmasına,

-Dosya kapsamında tanık olarak dinlenen Nilüfer Taşkın ve Yavuz Saltık hakkında takdir İstanbul CBS’de olmak üzere ihbarda bulunulmasına(Oy çokluğu),

-Tutuklu bulunan Aydın Ayhan ve Mehmet İnan’ın tahliyelerine, diğer tutuklu bulunan Ali Fuat Hatip, Ekrem Baran, Hafit Tunç ile Mehmet Emin Aslan’ın ise tutukluluk hallerinin devamına karar verilerek

Bir sonraki duruşma tarihi 13.05.2022 saat 10.00 olarak belilendi.