Savaşta farklı barışta farklı uygulama

Günal KURŞUN (İnsan Hakları Gündemi Başkanı): 
EŞCİNSELLER, TSK’da barış zamanında görev yapamazsa, savaş zamanında da görev yapamamalı. Nedeni ne olursa olsun, bence TSK’da görev yapma konusunda engel teşkil etmez. Bu konuda başka yaptırımlar öngörülebilir ama bu TSK’dan ayırma sebebi olmamalı. Yok eğer ille TSK’dan ayırma sebebi olarak dizayn ediyorlarsa, bu durumda savaş zamanında da olmamalı. Ya TSK’da görev yapmaya layıktır. Ya da değildir. Bu hipokratik, ikiyüzlü bir tavır. Eşitlik ilkesine uygun değil. Anayasa’nın 10.maddesine de aykırıdır.

Öztürk TÜRKDOĞAN (İHD Başkanı): ‘Bu çok büyük bir ayrımcılık’ 
VİCDANİ ret hakkının Anayasa güvencesi altına alınması gerekir. Çünkü, askerlik yapmak istemeyen, hiyerarşik ilişki içine girmek istemeyen kişiye bu hakkı tanımak gerekir. İkincisi, farklı cinsel kimliği olanlara ayrımcılık yapılmaması gerekir. Türkiye bu iki koşulu yerine getirmiş bir ülke değil. Bu iki ilke olmadan yapacağımız tartışmalar, subjektif olacaktır. Bir insanın cinsel kimliği nedeniyle ordudan atılması o insana yapılmış ayrımcılıktır. Orduya alırken bu insana soruyor musunuz? Nüfusa bakıp erkekse alıyorsunuz; sonra cinsel tercihi ortaya çıktığında da atıyorsunuz. Üstelik aşağılayarak atıyorsunuz. Onu iffetsiz olmakla itham ediyorsunuz. Bu uygulama baştan aşağı yanlış.

Halil ibrahim DİNÇDAĞ (Eski Hakem): ‘Bizi deşifre edip ortaya atıyorlar’
ASKERİYE ve Milli Savunma Bakanlığı’nın aldığı kararları tasvip etmiyorum. İnsanları cinsiyeti ve inançları yüzünden ordudan atıyorlar. Savaş zamanı geldiğinde ise geri orduya çağırıyorlar. Neden? Ölelim diye. Zorda kaldıkları zaman kullanmaları çok kötü bir durum. Bizleri deşifre edip toplum önüne atıyorlar sonra da “Savaş çıktı gelin savaşın”. Burada mantık yok.

Damla ÇAĞLAYAN (Gökkuşağı Derneği Üyesi): ‘Toplumumuzda her türlü kural var’ 
TÜRKİYE toplumu artık eşcinselliği tabu olarak görmüyor. Ama eşcinsel olmak demek, toplum kurallarını yıkmak veya kurallara karşı gelmek anlamına da gelmez. Yaşadığımız topraklar üzerindeki her türlü kararda var olmak ve bulunmaktan gurur duyarım.

Oğuz Kağan KÖKSAL (TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı): 
SAVAŞ durumunda seferberlik ilan edilir, önce ‘çağdışı’ tabir edilen kişiler çağrılır. Onlar da doldurmazsa, diğerleri çağrılır. Birinci Cihan Harbi’nde 18 yaşında çocuklar alındı. Seferberlik mevzuatına göre bu kural işler. Disiplinle seferberliğin ilgisi yok. Savaşta herkesi çağırıyorsun, asker olsun olmasın, belli yaşın altındaki herkesi çağırırsın. Bu düzenleme eski kanunda da vardı; iki üç kanunu birleştirerek düzenleme yapıldı. Bunun yazılı olduğu kanun, savaş halini kapsayınca bu sefer savaş, seferberlik olmayan noktada bazı şeyler açıkta kaldı. Boşta kalınca bu kanuna eklendi.

Şirin ÜNAL (TBMM Milli Savunma Komisyonu Üyesi): ‘Kurtuluş Savaşı’nda mahkûmlar çağrıldı’ 
HİÇBİR çelişki olmaz. Kurtuluş Savaşı sırasında Yunan orduları Eskişehir’e yaklaşırken, hapishanedeki mahkûmlara silah verilerek Eskişehir’in Ankara tarafındaki çıkışlarda mevzi kazdırılıp, Yunan ordusunu oyalayarak vakit kazanılmıştır. Ordunun kayıp vermesinin önüne geçilmiştir. Savaş şartlarında herkese ihtiyacımız var. En iyi düzenleme budur.

Ali ŞAHİN (TBMM Milli Savunma Komisyonu Üyesi): ‘Türk ordusu, ABD gibi dejenere değil’
ÜLKENİN menfaati, geleceği, bekâsı söz konusu olduğunda, her türlü olağanüstü şartlar, olağan hale gelebilir. Eğer TSK ordunuz ise, ülkenin güvenliği söz konusu ise belli bir disiplin uygulanması şart. Homoseksüellik gibi birtakım değerleri dejenere olmuş ABD gibi davranamayız. Türk toplumunun kendine ait değerleri vardır. TSK’nın kendine ait disiplin anlayışı vardır. Bugünün şartlarında TSK’da kadınların askeri hizmet zorunluluğu yok. Ancak olağanüstü şartlar oluştuğunda kadınlar da silah altına alınabilir. 

http://www.haberturk.com/polemik/haber/811003-savasta-farkli-barista-farkli-uygulama