Basın Açıklaması Tarihi: 21/04/2006
İNSAN HAKLARI GÜNDEMİ DERNEĞİ
TR003/2006/Van Savcısı
Türkiye’de son dönemlerde yargının siyasallaşması ve bağımsızlığı üzerine yapılan tartışmalara, insan hakları ve özgürlüklerinin korunması bakımından endişe verici gelişmeler eşlik etmektedir. Geçtiğimiz yıllar, Türkiye’de yargının siyasallaşması ve bağımsızlığı bakımından, ilgili tüm uluslararası standartların ayaklar altına alındığı uygulamalarla doludur. 12 Eylül 1980 askeri rejiminde hukukçu bile olmayan üst-rütbeli askerlerden oluşan sıkıyönetim mahkemeleri kurulmuş, darbe yapanlara dokunulmazlık hakkı verilmiş, Devlet Güvenlik Mahkemelerinde kaldırılıncaya kadar askeri yargıçlar görev yapmış ve bu yüzden Türkiye AİHM önünde defalarca mahkum olmuştur. Siyasi görüşlerini değişik vesilelerle ve biçimlerle açıklamaktan çekinmeyen bazı savcılar, kendi siyasi görüşlerine ters düşen siyasi partilerin kapatılması ve düşüncelerini açıklayan milletvekillerinin tutuklanması için neredeyse “militanca” diyebileceğimiz tavırlar göstermiştir. Buna karşılık aynı savcılar, “terörle mücadele” adı altında kurulan hukuk dışı yapılanmalar hakkında en ufak bir açıklamada dahi bulunmamışlardır.
Bu açıdan bakacak olursak, 9 Kasım 2005 tarihinde Şemdinli’de meydana gelen patlamayla ilgili olarak iddianameyi hazırlayan Van Savcısı Ferhat Sarıkaya’nın meslekten ihraç edilmesi oldukça düşündürücüdür. “Eski” Van Savcısı Ferhat Sarıkaya’nın teknik hukuki bakımından durumu hakkında davanın tüm detaylarını bilmeden bir yorum yapmak kuşkusuz ki mümkün değildir. Ancak, burada sorulması gereken soru şudur, bu manzarayı gördükten sonra Türkiye’de bundan sonra herhangi bir savcı bir orgeneral hakkında dava açmaya cesaret edebilir mi? Diyelim ki ortada bir hata var. Bu durumda dahi, gösterilen tepki, herhangi bir devlet memuruna karşı açılacak bir yanlış davadan daha büyük olmamalıydı. Hayret ve dehşet içine düşmemiz gereken Şemdinli de meydana gelen olaylardır. Ortada bir hata varsa bile, yaratılan gerilim o denli yüksektir ki, adeta kutsal bir değer çiğnenmiştir. Bu tabloyla, Türkiye dünyaya bir kere daha, kendi sorunlarının üzerine gidemeyen, tabuları olan bir ülke izlenimi vermiştir.
Ferhat Sarıkaya meslekten ihraç edilse bile, Şemdinli hakkındaki şüphelerimizin ihraç edilmesi mümkün değildir. Hükümet ve diğer siyasiler yargının bağımsızlığı ve siyasallaşmasını bir retoriğe çevirmek ve aforozlar gerçekleştirmek yerine Türkiye’de,
- Birleşmiş Milletlerin Yargı Bağımsızlığına dair Temel Prensiplerini
- Birleşmiş Milletlerin Savcıların Rolüne dair Yönergeyi
- Avrupa Konseyinin Yargıçların Statüsüne dair Avrupa Şartını
- Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin ve Parlamenterler Meclisinin yargı bağımsızlığına ilişkin aldığı tavsiye kararlarını
- Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Avrupa Yargıçları Danışma Konseyi tarafından yapılan tavsiyeleri,
- Avrupa Birliği Komisyonu’nun “Türkiye Cumhuriyetinde Yargı Sisteminin İşleyişi” hakkında ki “İstişari Ziyaret Raporu”nda yer alan tavsiyeleri uygulayarak, adalet sisteminde ciddi ve gerçek bir reform gerçekleştirmelidir.