Bir Anneler Günü Daha Kutlanıyor!

Basın Açıklaması Tarihi: 11/05/2007
İNSAN HAKLARI GÜNDEMİ DERNEĞİ


Bir anneler günü daha kutlanıyor, vitrinler rengarenk, `makul’ hediyeler sayılıyor izlediğimiz reklamlarda, gülümseyen,`mutlu’ anne resimleriyle süslü gazeteler, billboardlar… Bir anneler günü daha kutlanıyor, ideal anne, iyi anne, kutsal anne tanımlarıyla.

Ataerkil sistem farklı kadınlık durumları arasında bir hiyerarşi yaratarak kendi menfaati doğrultusunda kadınları bu hiyerarşinin farklı basamaklarında konumlandırır. Kadınları bakirelik, evlilik, annelik durumlarına göre över ya da lanetler. Görünüşte en tepeye
koyduğu anneler için de ayni hiyerarşiyi sürdürmeyi ihmal etmez. 90 60 90 ölçülerinde, günün her saati bakımlı, 2 çocuklu, eğitimli, iş sahibi, evi ve çocukları ileilgili sorumluluklarını asla ihmal etmeyen, pırlantası ve kredi kartları olmadan mutlu olamayan “ideal anneler” ile “ötekiler”i yaratmak da bu sistemin isidir. Bu nedenledir ki tüm annelikler kutlanmıyor ve onanmıyor, ataerkilliğin keskin tanımlarıyla kuşatılmış dünyamızda.

Ayşe 24 yaşında: Evlilik dışı, gizlice doğurduğu kızını evlenmeden anne olmanın utancından ve cezasından kurtulmak için bir apartman kapısına terk etti, buruk bir acıyla..

Seher 17 yaşında: Tecavüz sonucu hamile kaldığı anlaşılınca intihar süsü verilerek öldürüldü ailesi tarafından…

Nurhan 36 yaşında: Eşinden yediği dayakları çocukları duymasın diye yumruğuyla ağzını kapatıyor, çoğu zaman ısırmaktan kanatarak…

Sevil 44 yaşında: İşsiz, 3 çocuk annesi eşi terk edip gitmiş. Bir çocuğu yatalak ve onu bakımevine bırakmak istediği için anneliği sorgulanıyor, çeşitli biçimlerde yargılanarak…

Melek 27 yaşında: Anne olmak istemediği için eleştiriliyor, baskı görüyor ve sanki görevini yerine getirmemiş gibi suçlanıyor esi ve çevresi tarafından…
Fatma 63 yaşında: 21 yaşındaki oğlu faili meçhul bir cinayete kurban gitti. Failleri bulunsun diye katıldığı yürüyüşlerde çoğunlukla itilip kakılıyor, coplanıyor sokak ortasında…

Anneleri cennete layık gören, onları yere göğe sığdıramayan zihniyet, sıra aynı annelerin doğum ve süt iznine geldiğinde anneliği is performansını düşüren, işten çıkarma için neden aranmaya başlanan bir problem olarak görmeye baslar. O kutsal annelerin çocukları için kreş açmamak için kedin işçi sayısını belli bir oranda tutarak, kadınları ise almaz. Aynı zihniyet çocuklarıyla birlikte yaşadığı şiddetten kurtulmak ve şiddetsiz bir hayat yaşamak için çeşitli kurumlara başvuran kadınları yeterli sayıda sığınak açmadığı için evine dönmeye ve şiddet görmeye mahkûm kılar.

Vatana millete hayırlı çocuklar yetiştirmesi beklenen ve bunu kadınların en asli görevi olarak gören zihniyet; buna karşı çıkan, anneliğin toplumsal bir sorumluluk kurumu değil, bireysel bir tercih olduğunu söyleyen kadınları marjinallik, ahlaksızlıkla suçlayarak ötekileştirir. Bizler anne olan ve olmayan kadınlar olarak ataerkilliğin bizlere dayattığı kadını ikincilleştiren, nesneleştiren, belirli rollere hapseden, bizleri kontrol etmeye ve üzerimizde egemenlik kurmaya çalışan tüm dayatma ve söylemleri reddediyoruz. İstanbul Yoğurtçu Parkı’nda dayağa karşı `Bağır Herkes Duysun’ sloganıyla, şiddete karşı kadınların başlattığı kampanyanın 20. yılında bizler bir kez daha şiddete hayır diyerek kapitalizme, ataerkilliğe karşı mücadelemizin güçlenerek sürdüğünühaykırıyor ve `Yaşasın Kadın Dayanışması’ diyoruz.

KADIN DAYANISMA VAKFI

– Cennete layık gördüğümüz annelerimizin üç’te bir’i fiziksel şiddete maruz kalıyor.

– Ülkemizde doğum nedeniyle ölen annelerin oranı Afrika’daki ülkelerle aynı.

– Annelik toplumsal bir görev değil, bireysel bir tercihtir.

– Bedenimiz, emeğimiz, kimliğimiz bizimdir.

– Cenneti değil, dünyayı istiyoruz.

– Annenizi sevip, karınızı dövüyor musunuz?

Kadin Dayanisma Vakfi
Women’sSolidarity Foundation

MithatpasaCad.
06410Sihhiye ANKARA

+90.312.43207 82
+90.312.43040 05