Gazze savaşının hesabı sorulmalı

19.09.2009

Fakat hepsinin ötesinde, hukukun üstünlüğüne ve savaş hukukuna, yanı sıra silahlı çatışmalarda sivillerin mümkün olduğunca korunması gerektiği ilkesine derin bir inanç duyduğum için kabul ettim. Gazze’deki savaşta bütün taraflar bu temel ilkeyi hiçe saydı. Birçok sivil gereksiz yere öldü ve daha da fazlası ciddi zararlar gördü. İsrail’de üç sivil Hamas ve diğer grupların Gazze’den fırlattığı roketler yüzünden öldü, yüzlercesi yaralandı. Bu roketlerin yanlış ateşlenmesi sonucu iki Filistinli kız da hayatını kaybetti.

İsrail çok daha fazlasını yapabilirdi

Gazze’de yüzlerce sivil öldü. Meşru askeri hedeflere oransız saldırılar, hastanelere ve diğer sivil binalara düzenlenen saldırılar nedeniyle öldüler. İnsansız uçaklardan atılan füzeler gibi hassas silahlardan ve ağır top ateşinden dolayı öldüler. İsrail Savunma Güçleri pek çok kez savaşçılarla siviller arasında doğru düzgün bir ayrım gözetmeyi başaramadı, halbuki savaş kuralları bu konuda çok katıdır.

İsrail nüfus yoğunluğunun çok fazla olduğu bir bölgede savaşçıları tespit etmenin zor olduğunu söylerken haklı; Hamas savaşçıları zaman zaman sivillerin arasına karıştı. Fakat bu gerçeklik, İsrail’in sivillere yönelik zararı asgariye indirecek bütün olası önlemleri alma yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Gerçekleri araştıran ekibimiz İsrail’in birçok durumda, meşru askeri hedeflerini feda etmeksizin sivilleri korumak yönünde çok daha fazlasını yapabileceği sonucuna vardı.

İsrail açıkça sivil olan binalara saldırmaktan ve çok sayıda sivilin hayatı pahasına askeri avantaj sağlayabilecek eylemlerden kaçınmalıydı. İsrail bu vakaları soruşturmalıdır ve Hamas da aynısını yapmakla yükümlüdür. Neler olduğunu araştırmalı ve yasaları ihlal ettiği saptanan bütün askerleri veya komutanları hakkıyla cezalandırmalılar.

Hamas liderleri de aşağı kalmadı

Ne yazık ki hem İsrail hem de Hamas kendi güçlerini soruşturmak konusunda vahim birer sicile sahip. Bir Hamas savaşçısının İsrail’deki sivil bir bölgeye kasten roket attığı için cezalandırıldığı bir örnek hatırlamıyorum – tam tersine, Hamas liderleri sürekli bu gibi eylemleri övüyor. İsrail güçlerinin Gazze çatışmasındaki olası ihlallerine dair soruşturmalar başlattı ama bunlar muhtemelen ciddi ve objektif nitelikte olmayacak.

Muteber yerel soruşturmaların yokluğunda uluslararası toplumun bu rolü üstlenmesi gerekiyor. Sivil kurbanlar için adalet yerel makamlar yoluyla sağlanamıyorsa, yabancı hükümetler harekete geçmeli. Uluslararası adalet çeşitli mekanizmalar üzerinden yürütülebilir. Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Cenevre Konvansiyonu’nu ihlal ederlere karşı diğer ülkeler tarafından işletilebilecek uluslararası yargı yolları bunlar arasında. Fakat bunların hepsi tek bir yüksek amacı paylaşıyor: Savaş hukukunu ihlal edenlerden hesap sormak. Bu kurumlar, ihlalci savaşçılar ve onların komutanlarının, hükümetleri veya muktedir makamları bu adımı atmaya istekli olmasa bile, adalete hesap verebileceği esası üzerine inşa edilmiş durumdalar.

Muamele Darfur’la aynı olmalı

Gazze örneğinde de adaleti yürürlüğe sokmak gerekiyor, çünkü hiçbir devlet veya silahlı grup hukukun üstünde olmamalı. Bilhassa Batılı hükümetler bir meydan okumayla yüz yüze, çünkü Darfur gibi bölgelerde hesap sormak için bastırıyorlar ve şimdi aynısını bir müttefik ve demokratik bir devlet olan İsrail’le ilgili de yapmalılar.

Savaş sırasındaki ciddi ihlaller için adaleti devreye sokamamak, uluslararası hukuk üzerinde derinliğine aşındırıcı bir etki yapacak ve kabul edilemez bir riyakârlığı açığa vuracak. Gereksiz yere ölen yüzlerce sivile karşı bir son görev olarak ve uluslararası hukukun eşit uygulanması adına, ciddi ihlallerin faillerinden hesap sorulmalı.

*Ruanda ve eski Yugoslavya için kurulan savaş suçu mahkemelerinin eski başsavcısı, BM’nin Gazze Savaşı’na yönelik kurduğu Gerçekleri Tespit Misyonu’nun başkanı, 17 Eylül 2009

Kaynak: Radikal

http://www.dunyabulteni.net/author_article_detail.php?id=11306