Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararı Türkiye iltica sisteminin iyileştirilmesi için fırsat olmalıdır

ORTAK BASIN AÇIKLAMASI

(23 Eylül 2009) – Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AIHM) dün (22 Eylül 2009) verdiği nihai karar1, Türkiye’nin düzensiz göç kontrolü ve iltica alanındaki mevzuat ve uygulamalarının temelden değiştirilmesi gerektiğine işaret etmesi açısından son derece önemli bir karar niteliğini taşıyor.

Yaklaşık bir yıldır Kırklareli Gaziosmanpaşa Mülteci Barındırma ve Kabul Merkezi’nde alıkonmakta olan iki İranlı mültecinin Türkiye’ye karşı açtığı davayla ilgili Mahkeme dün nihai kararını vererek, Türkiye’yi mahkum etti.

ORTAK BASIN AÇIKLAMASI

Helsinki Yurttaşlar Derneği (hYd), İnsan Hakları Araştırmaları Derneği (İHAD), İnsan Hakları Derneği (İHD), İnsan Hakları Gündemi Derneği (İHGD), Mazlum-Der, Mültecilerle Dayanışma Derneği (Mülteci-Der), Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi

“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararı Türkiye iltica sisteminin iyileştirilmesi için fırsat olmalıdır”

(23 Eylül 2009) – Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AIHM) dün (22 Eylül 2009) verdiği nihai karar*, Türkiye’nin düzensiz göç kontrolü ve iltica alanındaki mevzuat ve uygulamalarının temelden değiştirilmesi gerektiğine işaret etmesi açısından son derece önemli bir karar niteliğini taşıyor.

Yaklaşık bir yıldır Kırklareli Gaziosmanpaşa Mülteci Barındırma ve Kabul Merkezi’nde alıkonmakta olan iki İranlı mültecinin Türkiye’ye karşı açtığı davayla ilgili Mahkeme dün nihai kararını vererek, Türkiye’yi mahkum etti.

Emsal niteliği taşıyan kararda başvurucuların sığınma taleplerinin keyfi olarak engellenmesi ve hukuka aykırı olarak sınırdışı edilme tehlikesiyle karşı karşıya kalmalarına ilişkin çarpıcı tespitler var. Mahkeme’nin, “Yabancılar Misafirhanesi” tabir edilen kapatma yerlerindeki alıkonma uygulamasının hukuka aykırılığı ve Türkiye’deki yargının sınırdışı ve iltica vakalarındaki etkisizliği ile ilgili ihlal değerlendirmeleri**, Türkiye’nin gerekli yasal düzenlemeleri bir an önce hayata geçirmesi gerektiğini ortaya koyuyor.

AIHM bu kararda, özellikle son dönemde sık sık isyanlarla gündeme gelen “Yabancılar Misafirhanesi” uygulamasına temel sağlayan ulusal mevzuatın açıkça keyfi ve yetersiz olduğuna hükmetti. Ayrıca Mahkeme, aciliyet arzeden sınırdışı vakalarında sınırdışı işlemini durdurmak amacıyla idare mahkemelerine yapılan başvuruların, “otomatik olarak askıya alma” sonucu doğurmadıkları için etkin bir hukuki çare sayılamayacaklarını, ayrıca vaka özelinde ilgili yargı makamlarının başvurucularca dile getirilen iddiaların ciddiyetine rağmen tamamen hareketsiz kalmaları ağır bir dille eleştiriyor. Bu durumda sınırdışı tehlikesiyle karşı karşıya kalan mülteci durumunda kişiler, “iç hukuk yollarını tüketmeden” AIHM’e başvurabilecekleri bir kez daha tescil edilmiş oldu.

Mahkemenin bu kararı, halihazırda Türkiye’de benzer şartlarda bulunan bazı mültecilerce AIHM’de Türkiye aleyhinde açılmış çok sayıda dava açısından da emsal niteliği taşıyor.

Biz, “mülteci” durumundaki kişilerin Türkiye’de uluslararası hukuk ve ulusal mevzuattan kaynaklanan haklarına erişebilmeleri için mücadele yürüten insan hakları örgütleri olarak, gerek AIHM’in son kararına konu olan Iranlı mültecilerin, gerekse benzer durumda sığınma hakları keyfi olarak engellenen ve zulüm görecekleri ülkelere geri gönderilme tehlikesiyle karşı karşıya kalan tüm sığınmacılarla dayanışma içinde olmaya devam edeceğiz.

İçişleri Bakanlığı’nın AİHM’nin bu kararına cevaben, mevzuat ve uygulama ile ilgili çeşitli iyileştirmelere gitmesinin kaçınılmaz olduğuna inanıyoruz. Bu konuda özellikle yabancılarla ilgili uygulamalar ve iltica konularında yetki sahibi olan İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü, Yabancılar Hudut ve İltica Daire Başkanlığı’nin atacağı adımların takipçisi olacağız.

Kararın Arkaplanı

Başvurucular 2008 Haziran’ında, geçmiş siyasi faaliyetleri nedeniyle zulüm görme tehlikesinden kaçarak sığınma aramak amacıyla Türkiye’ye gelmişti. Her iki başvurucunun da mültecilik durumları daha önce Irak’taki Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) yetkililerince tescil edilmişti. Başvurucular, Irak’ta kendileri için ortaya çıkan yeni güvenlik tehditleri yüzünden Türkiye’ye geçmek zorunda kalmıştı.

Ancak başvurucular geldikten kısa bir süre sonra, geçerli seyahat belgeleri olmadığı gerekçesiyle Muş kentinde gözetim altına alındılar. Gelişen süreçte, mükerrer defalar yazılı ve sözlü olarak ifade ettikleri sığınma talepleri yetkililer tarafından işleme konmayarak, uluslararası hukuka aykırı olarak, hayati tehlike altında olacakları Iran’a sınırdışı edilmeleri gündeme geldi. Bunun üzerine başvurucuların son çare olarak 30 Haziran 2008’te AIHM’e yaptıkları acil kayıtlı başvuru sonucu, sınırdışı işlemleri AIHM’in verdiği bir geçici idari tedbir kararıyla askıya alınmıştı.

İletişim için:

Helsinki Yurttaşlar Derneği: Oktay Durukan, oktay@hyd.org.tr , 0212-292 4830

İHD: Sinem Coşkun, sinemcoskun82@hotmail.com , 0312-260 0110

İHGD: Orçun Ulusoy (Mülteci Koordinatörü), refugee@rightsagenda.org , 02324895528

Mazlum-Der: Nesip Yıldırım; nesipyildirim21@gmail.com , 0532-587 6829

Mülteci-Der: Pırıl Erçoban; bilgi@multeci.org.tr , 0232 48354 21

Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi: Volkan Görendağ (Mülteci Koordinatörü) multeci@amnesty.org.tr ; 0533-270 0264

*Kararın İngilizce tam metni için: Bkz. http://www.unhcr.org/refworld/docid/4ab8a1a42.html

**Helsinki Yurttaşlar Derneği’nin 2008 Nisan ayında yayımlanan raporunda “Yabancılar Misafirhaneleri” uygulamasının keyfi niteliği ve alıkonma koşullarındaki eksiklikler ayrıntılı olarak ortaya konmuştu.

Bkz. İstenmeyen Misafirler: Türkiye’de Yabancılar Misafirhaneleri’nde Tutulan Mülteciler Raporu. http://www.hyd.org.tr/?pid=607

 

Son Güncelleme: Çarşamba, 23 Eylül 2009 19:30