Helsinki Yurttaşlar Derneği, İnsan Hakları Derneği, İnsan Hakları Araştırmaları Derneği,
İnsan Hakları Gündemi Derneği, Uluslararası Af Örgütü Türkiye
Ortak Açıklama
26 Temmuz 2016
15 Temmuz 2016 tarihinde girişilen, başarısız kalmakla birlikte toplumda ağır yaralar açılmasına yol açan darbe girişimini kınadığımızı, demokrasinin inkârı ve temel hak ve özgürlüklerin yok sayılması anlamına gelen tüm darbe ve darbe girişimlerine amasız, fakatsız ve ancaksız karşı olduğumuzu bir kez daha hatırlatmak isteriz.
Hükümet, darbe girişimini tam olarak bertaraf etmek ve gerçek suçluların cezalandırılabilmesini sağlamak için bir dizi tedbir alabilir ve almalıdır da. Ancak bu tedbirler, temel insan hak ve özgürlüklerinin korunması ve hukukun üstünlüğü prensiplerini esas alan bir temele dayalı olmalıdır.
Türkiye, temel insan hak ve özgürlüklerinin korunması ve hayata geçirilmesi bakımından yalnızca Anayasa’sında yer alan hükümler açısından değil aynı zamanda BM Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin tarafı olarak, bu sözleşmelerde yer alan hükümler açısından da yükümlülük altındadır. Olağanüstü tedbirler almak durumunda olan bir devlet, bu yükümlülüklerinin bir kısmında bir azaltmaya gidebilir ancak bu azaltma, yaşam hakkı, işkence yasağı, köle ve kul halinde tutma yasağı, din, vicdan düşünce ve kanaat açıklamaya zorlanmama yasağı, cezaların yasallığı ve suç ve cezaların geriye yürütülemezliği hükümlerinde uygulanmaz. Ayrıca, açıkça yazılamasa da, her iki sözleşmede düzenlenen “adil yargılanma güvenceleri” hiç bir durumda, istisna tanımayan hakların korunmasını sınırlandıracak önlemlere tabi tutulamaz. Anayasada ve sözleşmelerde yer alan masumiyet karinesi dahil, adil yargılanma temel ilkelerinden sapma ise her durumda yasaklanmıştır. Olağanüstü hal uygulaması çerçevesinde alınan tedbirlerin uygulanması sonucunda ortaya çıkabilecek sonuçların, hiç bir biçimde dokunulmayacak hakları ihlal etmiyor olması gerekir. Dolayısıyla gözaltına alınma durumunda bir avukata erişim, hekime erişim ve şikayet mekanizmasına erişim güvence altına alınmalıdır. İşkence yasağına uymayanlar için etkili soruşturma, kovuşturma ve cezalandırma usulleri uygulanmalıdır. Uluslararası insan hakları standardlarının öngördüğü gözaltı sürelerinden daha uzun gözaltılar olağanüstü hal uygulaması sırasında gerekçesiz olarak kullanılmamalı, bu gerekçelerin de amacına uygun ve ölçülü olması güvence altına alınmalıdır. Ölçülülük ve amaca uygunluk bütün alınan tedbirler bakımından genel bir kural olmalı, keyfi ve amacı aşan uygulamalara izin verilmemelidir.
Bu tehditin bir kez daha yaşanmamasını sağlamak herkesin önünde duran en önemli görev ve sorumluluktur. Temel hak ve özgürlüklere dayalı, hukukun üstünlüğü prensiplerine saygılı çoğulcu bir demokrasinin temellerini güçlendirerek her türlü demokrasi karşıtı hareketin önüne geçmek mümkündür. Olağanüstü hal ilanı, demokratik rejimlerde bir istisnadır. Bu istisnanın gerekçesi, sadece olağan yollarla bertaraf edilemeyecek tehlikeleri önleyecek acil önlemleri alabilmektir. Bunların ötesine geçecek ve uluslararası insan hakları hukuk ve Anayasada güvence altına alınan insan hakları ve temel özgürlükleri ortadan kaldıracak uygulamalara meydan verilmemelidir. Olağanüstü dönemlerde de hukukun üstünlüğü ilkekesine sahip çıkmak gerekir.
Bir an önce ülke koşulları normalleştirilerek olağanüstü hal yönetimi sona erdirilmelidir!