Basın Açıklaması Tarihi: 19/04/2008
İNSAN HAKLARI GÜNDEMİ DERNEĞİ
301. madde kaldırılmalı
(New York, 16 Nisan 2008)
İnsan Hakları İzleme Örgütü, Türk Ceza Kanununun, barışçıl bir biçimde düşüncelerini ifade eden yüzlerce kişinin soruşturulması ve yargılanmasına neden olan 301. maddesine hükümetin getirdiği değişiklik önerisinin, maddenin ifade özgürlüğü üzerindeki kısıtlamalarını kaldırmayacağını belirtiyor. Hükümet tarafından, maddede değişiklik yapılmasına yönelik olarak sunulan öneri önümüzdeki günlerde, meclis tarafından görüşülmeye başlanacak.
Maddenin 2005 yılı Haziran ayında yürürlüğe konmasından bu yana, yazarlar, gazeteciler, akademisyenler, siyasetçiler, sanatçılar, sivil toplum temsilcileri ve siyasi yelpazenin her yanından tanınan kişiler, Türklüğü, Cumhuriyeti, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini, Devletin yargı organlarını, askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağıladığı iddia edilen yorumları nedeniyle soruşturmalara uğradılar, yargılandılar ve yargılanmaya devam ediyorlar.
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün, Avrupa ve Orta Asya Direktörü Holly Cartner, ‘301. madde uzun bir zaman önce kaldırılmalıydı. Hükümet tarafından önerilen değişiklikler yasadaki temel hataları değiştirmeyecek’ dedi. Hükümetin isteksizce yapmaya koyulduğu bu değişiklik gerçek bir hayalkırıklığı Hükümet reform sürecini canlandıracak ve ifade özgürlüğüne olan bağlılığını ortaya koyacak önemli bir fırsatı kaçırdı.
Savcılar net olmayan ifadelerle yazılan bu maddeyi geniş bir şekilde yorumlayarak, insan hakları konuları, tarih ve siyaset alanında tartışmalı meseleleri gündeme getiren kişilere karşı kullandılar.
Sivil toplum kuruluşları, uzun süre, 301. madde ve Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Yasasının, barışçıl ifadeleri suç sayan benzer düzenlemelerinin kaldırılması için çağrıda bulundular. Hükümet, Avrupa Birliği’nin yoğun baskısıyla, en sonunda, 301. maddenin yeniden düzenlenmesi için, gelecek hafta mecliste görüşülüp kabul edilmesi beklenen bir değişiklik önerisi sundu.
Ancak, hükümetin sunduğu değişiklik önerisinde yasanın yazılış tarzı ele alınırken, en problemli noktalar muhafaza edilmektedir. Tasarıda, ‘Türklük’ ibaresini ‘Türk milleti’ olarak ve ‘Cumhuriyet’ ibaresini ‘Türkiye Cumhuriyeti’ olarak değiştirilmesi ve ceza üst sınırının üç yıldan iki yıla indirilmesi önerilmektedir. Ceza üst sınırının indirilmesi, madde altında ilk defa cezalandırılan kişilerin cezalarının otomatik olarak erteleneceği anlamına gelmektedir. İkinci kez ceza alan kişiler ise hapis cezasıyla karşı karşıya kalabilecekler. Önerilen değişiklik altında, kovuşturma yetkisi de cumhurbaşkanının iznine bağlanacak. (Geçmiş yıllarda, 301. maddenin yerini aldığı, eski Ceza Kanununun 159. maddesi, soruşturma açma yetkisini Adalet Bakanına vermekteydi). Buna ek olarak, önerilen değişiklik ile, suçun yurt dışında işlenmesi durumunda cezanın üçte bir oranında artırılması gerekliliği de ortadan kalkacaktır.
Hükümet ,301. maddeye benzer yasaların diğer Avrupa ülkelerinde de olduğunu defalarca söylemiş ve Türkiye’nin böyle bir yasaya ihtiyaç duyduğunu vurgulamıştır. Ancak, hükümet yetkilileri söz konusu bu ülkelerde, bu çok eski yasaların, kullanılsalar bile çok nadir kullanıldıklarını görememişlerdir. Türkiye’deki durum ise tamamen farklıdır. Adalet Bakanlığı tarafından sunulan verilere göre 2006 yılı boyunca 1533 kişi 301. madde altında yargılandı, 2007 yılının ilk 3 ayı için verilen rakam ise 1189. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, durum ne olursa olsun, ifade özgürlüğüne devlet müdahalesine çok sınırlı koşullar altında izin vermektedir. İfade özgürlüğünü tamamen barışçıl bir biçimde kullanan kişiler hakkında adli kovuşturma açılması Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ihlali anlamına gelmektedir.
301. maddeye değişiklik önerisi, meclis başkanı tarafından Meclis Adalet Komisyonu’na gönderildi. Komisyonun onaylaması halinde, tasarı meclise ve daha sonra cumhurbaşkanına sunulacak. Başlıca muhalefet partileri (Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi) 301. maddede yapılacak her türlü değişikliğe, hükümetin önerdiği göstermelik değişiklikler de dahil olmak üzere, şiddetle karşı çıkmaktadırlar.
Gazeteci ve insan hakları savunucusu Hrant Dink’in bu madde altında üç defa yargılanıp 2006 yılı Temmuz ayında, daha sonra ertelenen altı ay hapis cezası almasının ardından, 301. madde daha kötü anılmaya başlandı. 301. madde altında defalarca yargılanması ve ceza alması, Dink’i, milliyetçi gruplar arasında ‘Türklüğü alenen aşağılayan’ bir Ermeni vatan haini olarak bilinen bir hedef haline getirdi. Dink 2007 yılı Ocak ayında bir suikast sonucu öldürüldü. Bu madde altında ceza alan kişilerin sayısı az olmasına rağmen, 2005 yılında yargılanan yazar Orhan Pamuk gibi, kovuşturmaya uğrayan birçok kişi duruşmalarda aşırı milliyetçi gruplar tarafından taciz edildiler.
Holly Cartner, ‘301. maddenin tarihi trajik bir tarih. Hükümetin ilkeli bir pozisyon almayı ve yasayı kaldırmayı imkansız görmesi acımasız bir ironi’ dedi. 301. maddenin kaldırılması gerekliliğinin temel nedeni, Türk vatandaşlarının, bu yasanın getirdiği adli soruşturma yada neden olduğu taciz tehdidi olmaksızın, her konuda, özgür ve barışçıl bir biçimde, konuşma, yazı ve basın-yayın özgürlüğü hakkına sahip olmayı haketmeleridir.
Türkiye’de özgür ifadenin, adli yargılama ve soruşturma yoluyla kısıtlanması yönünde kullanılan bir çok yasa daha vardır:
– Terörle Mücadele Yasası ve Türk Ceza Kanununun ilgili maddeleri;
– Atatürk’e Aleyhine İşlenen Suçlara İlişkin Yasa;
– Türk Ceza Kanununun, halkı askerlikten soğutmak suçunu düzenleyen 318. maddesi; adil yargılamayı engellemeye teşebbüs suçunu düzenleyen 288. maddesi; ve
– 216 madde: halkın bir kesimini sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, dil ve bölgesel farklılıklar üzerinden kin ve düşmanlığa tahrik.
Türkiye’deki en büyük problemlerden biri, ülkedeki savcı ve hakimlerin, ifade özgürlüğü üzerindeki bu kısıtlamaları, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin gerektirdiği gibi dar anlamda yorumlamamalarıdır.
http://hrw.org/turkish/docs/2008/04/17/turkey18592.htm