Önce Orlando-ABD’deki eşcinsellerin gittiği gece kulübüne yapılan ve açık bir nefret suçu olan saldırıya utanarak tanıklık ettik. Bu saldırı, yalnızca cinsel yönelimi ya da cinsiyet kimliğinden ötürü tüm dünyada zaten büyük bir risk altında olan LGBTİ hareketini hedef alan, tarihteki en ciddi ve en acı saldırılardan biriydi. Türkiye’de ise saldırın yansıması saldırının ciddiliğiyle oranlı olmadığı gibi, özellikle sosyal medyada saldırıyı iyi gören, hatta alkışlayan kimi insanlık dışı yorumlarla da karşılaştık. Bu olayın etkileri henüz atlatılmamışken, İstanbul’da her yıl planlı ve hukuka uygun şekilde Türkiye LGBTİ hareketi tarafından gerçekleştirilen Onur Yürüyüşü’nün çeşitli gruplarca tehdit edilerek engellenmeye çalışıldığını görüyoruz.
Karaman’a çocuklar cinsel olarak istismar edilirken, nefret cinayetleri önlenemez konumdayken, 2014 yılında toplam 24 trans bireyin, yani istatistiksel olarak 15 günde bir, bir trans bireyin öldürülüşü neredeyse hiç tepki toplamazken, Onur Yürüyüşü’nü dini değerlere saldırı olarak gören anlayışın samimiyeti kuşkuludur. Bütün dünyada her yıl Haziran ayının sonlarında düzenlenen bu yürüyüşün, son birkaç yıldır Ramazan ayına denk gelmesi bir tesadüfken, sanki Türkiye LGBTİ hareketi özellikle yürüyüş düzenlemek için Ramazan ayını seçip müslümanları rahatsız etmeyi amaçlamış gibi bir atmosfer yaratılması, huzur bozma maksadındaki kimi grupların kötü niyetinden başka bir şey değildir.
İHGD olarak, Orlando saldırısını kınıyor, ölenlerin ailelerine başsağlığı diliyor; Türkiye LGBTİ hareketine de dayanışma duygularımız iletirken barış içinde bir yürüyüş yapılmasını sağlamanın ve olası tüm saldırılara karşı güvenliği oluşturmanın İstanbul Valiliği’nin görevi olduğunu hatırlatıyoruz.
Saygılarımızla….
İHGD Yönetim Kurulu