Deniz Poyraz Davası İzlem Raporu- 12 Ekim 2022/18 Temmuz 2022

DENİZ POYRAZ DAVASI

MAHKEME: İZMİR 6. AĞIR CEZA MAHKEMESİ

DOSYA NO: 2021/313 E.

12.10.2022 TARİHLİ DURUŞMA

OLAY ÖZETİ

17 Haziran 2021 tarihinde, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir il binasına, saat 11.00 sıralarında, Onur Gencer adında bir kişi saldırıda bulunmuş ve parti merkezinde bulunan parti çalışanlarından Fehime Poyraz’ın kızı Deniz Poyraz’ı öldürmüştür. Deniz Poyraz’ın öldürülmesi ve HDP il binasına yapılan silahlı saldırı hakkında, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılarak, 29.09.2021 tarihinde bir iddianame hazırlanmış, iddianame ile şüpheli Onur Gencer ‘in kasten öldürme, işyeri dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçları yönünden cezalandırılması talep edilmiştir. Şüpheli Onur Gencer soruşturma aşamasında bir gün gözaltında kalmış, olayın ertesi günü çıkarıldığı İzmir 3. Sulh Ceza Hakimliğince tutuklanmıştır.

OLAY ÖNCESİ

Basına yansıyan haberler ve HDP İzmir İl Eş Başkanı Kadir Baydur’un olay sonrası basına yaptığı açıklamalardan edindiğimiz bilgiye göre, olay öncesi parti binası önünde çocuklarının terör örgütü tarafından kaçırıldığını iddia eden anne babaların çadırlı nöbet eylemleri olmuş, bu eylemler sırasında parti çalışanları ve parti kimliği hedef olarak gösterilmiştir. Yine basına yansıyan haberlerden ve parti görevlilerinin beyanından edindiğimiz bilgiye göre, bu eylemlerin provokatif olduğu ve sonlandırılması gerektiği talebi defalarca İzmir İl Emniyet Müdürlüğü’ne iletilmiştir. Olay öncesi parti il binası önünde eylemler belli aralıklarla devam ediyor ve polis bina önünde nöbet tutuyordu.

DURUŞMA ÖNCESİ

Saat 9.30 civarında İzmir Adliyesi C kapısı önünde basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya çok sayıda avukat, baro başkanları, HDP İl ve İlçe teşkilatı üyeleri, HDP milletvekilleri Serpil Kemalbay, Murat Çepni, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ile davayı ilk günden itibaren takip eden kadın örgütleri yer aldı.

Basın açıklamasında söz alan CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ‘’Beş duruşma yapıldı hepsini izledik, bir cinayet bir katliamı incelerken işlenmeden önceki süreç, işlendiği sıradaki süreç ve işlendikten sonraki süreç birlikte değerlendirildiğinde katillere azmettirenlere ulaşabiliriz. İzmir’in orta yerinde HDP’nin önünde bir karakol var 24 saat gözleniyor. Gelen giden herkes kontrol ediliyor. Ama bu katil takip edilmiyor. Birden fazla gidip geldiği halde takip edilmiyor.  Cinayetin gerçekleştiği anda kendisine müdahale edilmiyor. Adeta bu katliamın cinayetin gerçekleştirilmesi isteniyor ve izin veriliyor. Katliamdan sonra kendisine bir kahraman muamelesi yapılıyor. Bu katil sadece 24 saat gözaltında kaldı. Arkasındaki ilişkiler araştırılmadı Alelacele adliyeye getirilip tutuklandı ve iddianamesi  olağanüstü bir hızla hazırlandı.    Bu cinayet bu siyasal iktidarın yarattığı nefret söylemi, kutuplaşma ve hedef gösterme              üzerine işlenmiştir. Dolayısıyla siyasal iktidar bu cinayetin ortağı, azmettiricisidir. Hakim ve savcılara sesleniyorum bu suça ortak olmayın. Asgari özeni gösterin. Hiç olmazsa adalet gerçekleşecek izlenimi yaratın. Beşinci duruşmada kaç defa heyet değişti.  Bunları unutmuyoruz yargı önünde hesap soracağız ‘’diye açıklama yaptı.

DURUŞMA SIRASINDA

Duruşma Saat 10.00 da tam saatinde başladı. İlk olarak mübaşir tanık yoklaması yaptı. Yoklaması biten tanıklar salondan dışarıya çıkarıldı. Daha sonra  müştekiler, katılan vekilleri ve seyirciler içeri alınmaya başlandı. Duruşmanın SEGBİS ile kayıt altına alındığı gözlendi.

Mahkeme heyetinin değiştiği görüldü. Yeni başkan salona dönük olarak telefonların kapatılması için uyarı yaptı. Hiçbir iletişim aracını görmek istemediğini söyledi. Sonrasında duruşma zaptı için katılan vekillerine hitaben “Vekaletnamede ismi olmayanlar yazdırsın” dedi. Yüksek sesle ve azarlayarak konuşması dikkat çekti.

Duruşma salonunda merdivenlerde oturan seyircilere seslenerek ‘Merdivenlerde kimse oturmasın’ diyerek kalkmalarını istedi ve merdivenlere oturulmasını yasakladı.

1 numaralı ara kararla duruşmaya başladığını, yetki belgeli vekillerin, katılan vekili sıfatı taşıyan ve vekaletnamede adı geçen avukatlardan ayrı bir yere geçerek oturmalarına karar verdiğini söyledi. Avukatlardan bu karara itirazlar yükselince “Gerekçe yazdım dinleyin” dedi.

Mahkeme Başkanının yetki belgeli avukatların davada taraf olarak yer almaları ve davaya katılma haklarına ilişkin red kararının gerekçesinde Borçlar Kanunu’na atıf yaptığı duyuldu.

Av. Özkan Yücel’in bu konu ile ilgili söz söylemesi üzerine sert bir üslupla “Sizin konuşma yetkiniz yok, konuşma hakkınız yok, mesleğin onuruna uygun davranın” dedi.

Av. Özkan Yücel ‘Bir yere gitmeyeceklerini, mahkeme başkanının da meslek onuruna uygun davranması gerektiğini’ söyledi.

Bunun üzerine Başkan katılan vekillerine; “Gerekçemizi yazdık isterseniz ara karara itiraz edersiniz” dedi. Av. Abdülmecit Yıldırım yetki belgesi ve vekaletname ayrımı yapılamayacağını, ceza yargılamasında zaten vekaletnamenin gerekmediğini, müştekilere sorulduğunda kabul ettikleri takdirde kişilerin vekilliğini yapabileceklerini, sonuçta yine aynı yere geçeceklerini ifade etti.

Başkanın “Yargılamaya devam edebilir miyiz?” sorusunu Av. Özkan Yücel “Edemeyiz!” diye cevapladı.

Mahkeme başkanı ve katılan avukatları arasında yaşanan tartışma esnasında duruşma salonunun kapısında güvenlik görevlilerinin içeriye girmek isteyen avukatlarla tartışma yaşadığı ve bu tartışmanın itiş kakışa dönüştüğü gözlendi. Mahkeme başkanının herhangi bir müdahalesi olmadığı ve ara karar yazdırmaya devam ettiği gözlendi. Mahkeme başkanının tüm ara kararları diğer heyet üyeleriyle hiçbir görüşme yapmadan yazdırdığı gözlense de tutanağa oybirliği ile alındı şeklinde geçirdiği görüldü.

Başkanın ‘Ara kararın tartışmaya açık olmadığı ve uyma yükümlülüklerinin olduğunu’ söylemesi üzerine Av. Özkan Yücel ara karara uymayacaklarını söyledi. Mahkeme başkanı yaşananları tutanağa geçirirken avukatları uyardığı şeklinde gibi duyulması zor şeylerle beraber SEGBİS kayıtlarındaki çözümlere bakacaklarını söylediği de duyuldu.

Duruşma salonunda, avukatlar ve mahkeme başkanı arasında uzun süren yaşanan tartışma sonrasında Av. Özkan Yücel’in bulundukları taraf koltuklarını terk etmeyecekleri sözü üzerine salondan alkış sesi duyuldu. Mahkeme başkanı salondan bir kişiyi göstererek kişinin çekim yaptığını ve jandarmanın kimliğini alıp gerekli işlemleri yapmasını söyledi.

Duruşma salonunda bulunan CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu söz alarak ‘Sayın başkan ben T.B.M.M İnsan Hakları Komisyonu üyesi olarak bu davayı yaşam hakkı ve örgütlenme özgürlüğüne yapılan müdahale olması nedeniyle takip ediyorum tutanağa geçsin’ dedi. Mahkeme başkanı duruşmanın SEGBİS ile kayıt altına alındığını tutanağa yazdırmaya gerek olmadığını söyledi.

Duruşma devam ederken salona jandarma tarafından getirilen Deniz Poyraz’ın tutuklu kardeşi Kamuran Poyraz’a, yanındaki jandarmanın tokat attığı görüldü. Olayın gerçekleştiği yer mahkeme heyetinin bulunduğu kürsüye çapraz olması ve görüş alanlarında olmaması nedeniyle heyetin bu olayı görmediği düşünüldü. Deniz Poyraz’ın kardeşine salon içinde jandarma tarafından yapılan bu fiziksel şiddete salon ve katılan avukatları tepki gösterdi.  Bir anda salon içinde bulunan jandarma polis ve izleyiciler ile avukatlar yerlerinden kalktı salonda kısa süreli bir kargaşa yaşandı. Sanık salonda yaşanan kargaşa başlar başlamaz jandarma tarafından dışarıya çıkarıldı.  Dışarıdan çok sayıda çevik kuvvet polisi içeriye girdi. Kısa bir süre sonra salonda öksürük sesleri yükselip duruşmaya katılan bizlerde boğaz yanması başlayınca jandarmanın salon içinde biber gazı kullandığı anlaşıldı. Duruşma ara kararlarına yansımasıyla jandarmaya salon içinde gerekli güvenlik önlemlerinin alınması ve yaşanan karışıklığı bastırmak için gereken talimatın mahkeme başkanınca verildiği anlaşıldı.

Duruşma salonunda yaşanan bu kargaşa sırasında mahkeme heyetinin tamamı kürsü arkasında bulunan odaya geçtikleri görüldü.

Yaşanan bu kargaşadan sonra salonda bulunan izleyiciler ve avukatlar mahkeme heyetinin duruşma salonuna dönüşünü ve duruşmanın devamını beklediler. Bu bekleyiş sırasında salonun tamamı büyük bir sükûnet içindeydi.

Yaklaşık yarım saate yakın bir süre bekleyişten sonra mahkeme heyeti salondaki yerlerine oturdu. Mahkeme Başkanı salonda yaşanan şeylerin tutanağa geçmiş halini elindeki kâğıttan okumaya başladı. Bu sırada sanığın salonda olmadığı fark edildi. Mahkeme başkanı jandarmadan sanığın içeri getirilmesini istedi.  Sanığın duruşma salonuna   dimdik durarak  ve izleyiciler tarafına bakarak giriş yaptığı görüldü.

Salondan bir kişinin sanığa yönelik olarak “Önüne bak alçak” dediği duyuldu. Başkan sözü söyleyen kişinin salondan çıkarılması talimatını verdi. Kişi salondan çıktı. Daha sonra sözü söyleyen kişinin katılan taraflardan biri olduğu öğrenildi.

Mahkeme başkanının salonda yaşanan olayları duruşma tutanağına geçirirken sık sık PVSK dan bahsettiği duyuldu. Mahkeme başkanı yaşanan olayları tutanağa geçirirken jandarma ve Deniz Poyraz’ın tutuklu kardeşi arasında yaşanan şiddet olayına ilişkin bir tespit yapmadığı anlaşıldı. Olayların tutanağa katılanı getiren jandarma ve bir kısım müşteki avukatları arasında arbede yaşanması ve salondan sanığın bulunduğu bölüme pet şişe atılması ile izleyiciler bölümünde de arbede çıkması şeklinde yansıdığı duyuldu.

Mahkeme başkanı duruşmanın devam edip edemeyeceği konusunda savcılık makamından görüş istedi. Savcılık makamı Duruşmanın güvenliği sağlanamadığından başka bir güne ertelenmesini talep etti.  Katılanlar vekili adına Av. Özkan Yücel söz isteyerek yargılamanın devam etmesi gerektiğini ve bununla beraber arbede yaşanmadan önce bir jandarma görevlisinin katılana yapmış olduğu saldırı ile ilgili de gerekli işlemlerin yapılması gerektiğini söyledi.

Mahkeme başkanı sanık müdafiden de görüşünü istedi. Sanık müdafi gerekli önlemlerin alınarak duruşmaya devam edilmesini talep etti. Söz almak isteyen sanığa da söz veren mahkeme başkanına sanık ‘HDP kapatma davasının iddianamesi dosyaya eklensin. O zaman anlaşılır’ dediği duyuldu.

Herkesin yerine oturması ve salonda tamamen sessizliğin hakim olmasına rağmen Mahkeme başkanı yargılamaya devam edilmesinin mümkün olmaması nedeniyle duruşmanın ertesi güne   ertelenmesine ve merkezden yaklaşık 80 km uzaklıkta bulunan Aliağa Cezaevi Yerleşkesindeki duruşma salonunda  görülmesine  karar verildiğini açıkladı.

Bunun üzerine katılan vekillerinden itirazlar yükseldi. Av. Abdülmecit Yıldırım müvekkiline tokat atıldığını bunun bile tutanağa geçirilmeden, yaşananların sadece arbede olarak yazıldığını belirtti. Avukatlar heyetin baştan beri planlarının bu olduğunu, duruşmayı kamuoyundan kaçırdıklarını söyledi.

Tüm salon, heyetin bu kararına tepki olarak alkışlamaya başladı. Avukatlar kürsü önünde mahkeme heyetiyle görüşme yaparak duruşma gününün başka bir güne ertelenmesine karar verilmesini sağlamakla uğraştılar.

Müşteki avukatlarının yoğun ısrarı ve sanık müdafinin de ertesi gün için mazereti olması nedeniyle mahkeme başkanı duruşmayı iki gün sonraya erteledi. Bu görüşmeler sırasında mahkeme başkanının müşteki avukatlarını dinlemek istemediği izlenimi edinildi.

ARA KARARLAR:

1-Segbis sistemi ile kayıt altına alınan işbu oturum tutanağının CMK 192/1 hükmü uyarınca mahkeme kalem personelince çözümünün yapılarak tutanak haline getirilmesine,

2-Oturuma ara verilmesine sebep ve oturum başlangıcında tutanağa aktarılan duruşma salonunda yaşanan ve güvenlik birimlerinin müdahalesi ile sonlandırılan arbedenin meydana gelmesi, Anayasa madde 36 ve 38 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi madde 6 hükümleri uyarınca yargılamanın adil şekilde ve makul sürede düzen ve disiplin ve CMK.nun öngördüğü usuller çerçevesinde sürdürülmesini teminen mahkeme duruşma salonumuzda yargılamaya devam edilmesinin bu aşamada mümkün olmadığı görülmekle yasanın Mahkeme heyetimize tanıdığı duruşmanın düzen ve disiplin içerisinde yürütülmesini sağlamaya yönelik tedbirlerden olarak bu oturumun ertelenmesine, ertelenen duruşmanın Aliağa Şakran Cezaevi Yerleşkesinde bulunan duruşma salonunda yapılmasına,

3-Bu oturum hazır olan ve dinlenmelerine geçilemeyen tanıkların ertelenen duruşmanın ait olduğu gün hazır edilmelerini teminen kendilerine bilgi verilmesine ve zorla getirme emirlerinin tekrarına,

4-Ertelenen duruşmanın yapılmasına karar verilen Aliağa Şakran Cezaevi Yerleşkesinde yapılacak duruşmaya cezaevinde bulunan katılanların segbisle hazır edilmelerini teminen bulundukları cezaevlerine müzekkere yazılmasına,

5-Tanık Sıla Yılmaz yönünden Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesine yazılan talimat cevabının beklenilmesine,

6-Duruşmanın segbis ile kayıt altına alınması işlemleri için Bilgi İşlemden bir görevlinin duruşma boyunca Aliağa Şakran Cezaevi Yerleşkesi duruşma salonunda hazır edilmesi için İzmir Bilgi İşlem Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına,

 7-Tutuklu sanığın üzerine atılı kasten öldürme suçunun vasıf ve mahiyeti, kanunda ön görülen cezai yaptırım miktarı, dosya kapsamına yansıyan beyan, bilgi ve belgelere dayalı olarak kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin mevcudiyeti, oturum ara kararı doğrultusunda delillerin toplanmaya devam ediyor oluşu ve atılı suç yönünden CMK’nun 100/3-a-3 hükmü gereği sanığın kaçma, saklanma, mağdur veya başkaları üzerinde baskı girişiminde bulunma ihtimalinin varlığı, sanığın tutuklulukta geçirdiği süre ve yargılama sonucu alması muhtemel ceza miktarı itibarıyla Anayasa Madde 19 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi madde 5 hükümlerine nazaran değinilen sebep ve gerekçeler ışığında tutuklama tedbirine başvurulmasının ölçülü nitelik taşıyıp beklenen amaca adli kontrol tedbirleri ile ulaşılamayacağı değerlendirildiğinden CMK’nun 100. ve devamı maddeleri uyarınca sanığın TUTUKLULUK HALİNİN DEVAMINA,

 8-Tutukluluk halinin devamı kararına karşı sanığın CMK’nun 101 ve devamı hükümleri uyarınca 7 gün içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe veya zabıt katibine yapılacak beyanının tutanağa geçirilmesi suretiyle İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz kanun yoluna müracaat hakkı bulunduğuna,

9-Sanığın duruşma gün ve saatinde Aliağa Cezaevi Yerleşkesindeki duruşma salonunda BİZZAT hazır edilmesi için ilgili ceza infaz kurumunu yazı yazılmasına,

10-Segbisle kayıt altına alınan yaşanan olaylara ilişkin görüntü kayıtlarının resen seçilecek bilirkişi marifetiyle çözümünün yapılmasına,

11-(10) no.lu ara kararı doğrultusunda görüntü kayıt çözümü yapıldıktan sonra duruşmayı teknik araçla kayda aldığı şüphesiyle hakkında tutanak tutulan kişi ve aynı zamanda katılan taraf vekili olarak söz alan vekilin cezaevinden hazır edilen katılana yönelik jandarma görevlilerinin eylemde bulunduğu yönündeki iddia açısından gereğinin takdir ve ifası için İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına,

12-Duruşmanın Aliağa Cezaevi Yerleşkesindeki salonda yapılmasına karar verildiğinden duruşmaya taraf ve vekilleri ve ilgililerin katılmasını teminen cezaevi yerleşkesinde girişte imkan sağlanması için İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına ilgililerin isimlerinin bildirilmesine,

-Bu nedenle duruşmanın mevcut defter durumu ve ara kararların alacağı süre nazara alınarak duruşmanın hitabında belirlenen ve segbis kayıtlarında 13/10/2022 günü saat 10.00’a ertelendiği belirtilen duruşma gün ve saatine sanık müdafiinin mazeretli olup katılamayacağının, bir kısım katılan vekilinin ertelenen duruşma günü mazeret olduklarını bildirmeleri nedeniyle 14/10/2022 günü saat10.00 ‘a ertelenmesine oy birliği ile karar verildi.

DURUŞMA SONRASI

Duruşma çıkışında İzmir Adliyesi C kapısı önünde duruşmanın Aliağa Cezaevi yerleşkesine taşınması ve davanın seyri hakkında bir basın açıklaması yapıldı.

Basın açıklamasında söz alan İzmir Baro Başkanı ve katılan vekillerinden Av. Özkan Yücel ‘Olmadık bir tartışmayı yeniden gündeme getirip avukatlardan yargılamayı kaçırmaya, yurttaştan yargılamayı kaçırmaya çalışıyorlar. İlk duruşmada çözdüğümüz Şakran yerleşkesindeki duruşma problemi tekrar   önümüze geldi. Yargılama süresince avukatları duruşma salonundan uzak tutmak için elinden geleni yaptılar…. Biz Deniz Poyraz için adalet istiyoruz. Biz yalnızca Deniz Poyraz’ın görünen katilini değil, o katilin eline silah vereni, onu eğiteni, onu buraya göndereni bulmak istiyoruz. Arka planda ne varsa onların peşindeyiz. Bu yalnızca Deniz Poyraz’ın katledilmesi olayı değil, bu İzmir’de yaşanan yaşam kültürüne, yaşam hakkına, örgütlenme özgürlüğüne yapılmış bir saldırıydı. Şakran cezaevine, oradaki yerleşkede yapmak üzere duruşmayı gönderdiler. Sanıyorlar ki bizden kurtulabilecekler, biz orada olacağız Deniz poyraz için adalet arayışımız devam edecek ‘diyerek sözü diğer baro başkanlarına bıraktı.

İHGD DAVA İZLEM GRUBU

18 Temmuz 2022 Tarihli Duruşma İzlem Raporu için Tıklayınız